Uyanışını Gururla İzlediğimiz Bahar Aslında Bir Narsist Olabilir mi?

İlk dönem uyanışına şahit olduğumuz Bahar, ikinci dönem bize vadedildiği üzere kalbinin sesini dinleyecekti. Yani, en azından ‘Kalbini Dinlemeye Var mısın?’ dendiğinde izleyici tam da bu bildirisi almıştı.

İlk dönem 20 yıllık bastırılışından gözünü açan Bahar, mesleğine geri dönmüş ve uğruna yıllarını harcadığı ancak onu pasifleştiren, görmezden gelen eşi Timur’dan ayrılmıştı. Üstelik ona çok bedel veren Cihan’la de tanışan Bahar’ın ikinci dönemde kalbini dinleyeceğinden hepimiz emindik.

Ancak hiç de o denli olmadı. Bu dönem Bahar’ı evvel en yakın arkadaşı Çağla’ya karşı bencillikleriyle izledik. Daha sonra başta çekinceleri olsa bile birden emin üzere hissetmesiyle nikah masasına oturduğu biricik aşkı Cihan’ı oracıkta terk etti. Üstelik onu düşündüğünü lisana getirerek. Ve birinci kere, kızı Umay ve oğlundan reaksiyon gördü! Çağla’dan sonra çocukları ve aşkı Cihan de onu bencillikle suçladı.

Peki ancak Bahar aslında kendini mağdur üzere gösterip, kurban rolü oynayarak karşısındaki uygun insanları travmatize eden bir narsist olabilir mi? Birlikte inceleyelim ancak maalesef evet, olabilir!

Biz izleyici olarak bu kadar vakit Bahar’ın yanında olduk. Zira sonuçta o, aşkı uğruna (hatta sonradan izlerken o kadar da aşk değilmiş diye düşündüğümüz oldu zira Timur’un oburunu sevdiğini de biliyormuş) yıllarını harcamış bir bayan. Kendini evvel eşi, sonra kayınpederi, kayınvalidesi ve daha sonra da çocukları için feda etmiş koca yürekli bir bayan…

Hakkında olumsuz bir şey söylemeye lisanımız varmazken 20 yıllık bu kıssada bozulan ruh sıhhatini, ‘uyandığı’ yeni hayatında narsist bir kişilikle karşımıza çıkarıyor üzere görünüyor. Zira birinci dönem izlediğimiz Bahar’dan epey uzaklaştık ve artık daha bencil, karşısındakini sabote eden, karşısındakinin hislerini çok âlâ bildiğini tez eden ve onlar ismine kararlar veren bir Bahar görüyoruz. Haliyle kendi uyanışını sağlarken artık karşısındakileri inciten bu Bahar, ısrarcı bir tutumla da yaptığının doğruluğunu savunmayı sürdürüyor. Bir halde travmatize etmeye çalışması herkeste bir biçimde işe yararken, Cihan’ı nikah masasında terk etmesiyle tökezlemesine yol açtı.

Şu andan itibaren ne izleyeceğiz, Cihan Amerika’ya gidecek mi, bu aşk buradan döner mi bilemiyoruz ancak Bahar’ın yaptıklarını narsist bir tutumla nitelendirmek mümkün olmaya başladı. Elbette kimseyle evlenmek, kimse için kendini daha fazla feda etmek ya da kendi inandıklarını kabullendirmek zorunda değil lakin diğeri ismine kararlar vermek ve bencillik Bahar karakterini diğer bir noktaya taşımaya başladı bile. 

İzleyip görelim bakalım… Tahminen bizleri öteki sürprizler bekliyordur…