Türk Adının Tarihi Daha Eskiye Dayanıyormuş! Orhun Yazıtları’ndan da Eski Nomgon-2 Anıt Külliyesi Keşfedildi
Türk tarihinin bilinen birinci yazılı yapıtları olan Orhun Abideleri, Türk tarihi için son derece değerli. ‘Türk’ isminin birinci defa bu metinlerde geçtiği düşünülür. Türk Akademesi ise yaptığı son keşifle ‘Türk’ isminin bundan daha eskiye dayandığını ortaya çıkardı. Moğolistan’ın Nomgon-2 Anıt Külliyesi’nin Göktürk devrine ilişkin olduğu doğrulandı.
Kaynak: TRT
Orhun Abideleri, Türk tarihi için son derece kıymetli yapıtlardır.
Siyasetname özelliği taşıyan ve öğüt veren bu metinler, toplamda 6 anıttan oluşur. Bilge Kağan, Kültigin ve Vezir Tonyukuk ismine dikilenler en kıymetlileri olarak atfedilir.
“Türk” isminin geçtiği birinci metinler olarak kabul edilen Orhan Abideleri’nin tarihi 8. yüzyıla dayanır.
Göktürkler tarafından yazılan Orhun Yazıtları, tüm bu özellikleri nedeniyle Türkler için son derece değerlidir.
Fakat yapılan yeni bir keşif, Türk tarihinin Orhun Abideleri’nden daha eski olabileceğini ortaya çıkardı.
TRT Haber’in aktardığına nazaran, Moğolistan’ın Nomgon-2 Anıt Külliyesi’nin ayrıntıları ortaya çıkartıldı.
Moğlistan’da çalışmalar yürüten Türk Akademisi, birinci olarak 2022 yılında Göktürk Devleti’nin hükümdarları Bilge Kağan ve Kül Tigin’in babası İlteriş Kutluğ Kağan’ın külliyesi ile ona ilişkin bu yazıtın üst kısmını keşfetmişti.
Bu yazıtların, Göktürk devrine ilişkin olduğu ve İkinci Türk Kağanlığı’nın kurucusu İlteriş Kutlug Kağan’ın onuruna inşa edildiği doğrulandı.
Okunan satırlarda “Türk büyük/bogda/Kutlug/asker/ilave etmek/ev/iş/vafet etmek” üzere sözler geçtiği aktarıldı. Buna nazaran 7. yüzyıla tarihlenen bu metinlerde birinci defa “Türk” isminin geçtiği de görülüyor.
Gökttürk periyodunun en eski yazılı yapıtı olarak bedellendirilen bu eserler hakkında yapılan açıklama ise şu biçimde;
‘Türk Akademisi ve Moğolistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü, Nomgon-2 Anıt Külliyesi’nin Göktürk periyoduna ilişkin olduğu ve büyük olasılıkla İkinci Türk Kağanlığı’nın kurucusu İlteriş Kutlug Kağan’ın (682-692) onuruna yapıldığı tespitini doğrulamaktan memnunluk duymaktadır.’
