Tarih ve Sanat Ayaklarınızın Altında! İtalya’nın Basmaya Kıyamayacağınız Mozaik Zeminleri!

1296 yılında Arnolfo di Cambio’nun dizaynıyla Gotik şekilde inşa edilmeye başlayan Floransa Katedrali (Duomo di Firenze), Floransa Katolik Başpiskoposluğu’nun katedralidir. 

Bugüne dek inşa edilmiş en büyük duvar kubbesine sahip olan bazilika, dünyanın en büyük kiliselerinden biridir. Toskana’nın değerli bir turistik cazibe merkezi olan katedralin, dış cephesinden kubbesine her köşesinde hayran kalacağınız motifler yer almaktadır. Tabandaki illüzyon ise adeta kubbenin derinliğine derinlik katıyor.

Başmelek Aziz Michael Kilisesi, 1719 yılında inşa edilmiş. Kilise, sekizgen hali ve Barok stildeki mimarisiyle Capri kentindeki Anacapri’de yer alıyor. 

Biz ise kiliseyi özel kılan onlarca ayrıntı ortasında majolika taban mozaiğine odaklanıyoruz. Devasa bir yapboz üzere yere uzunluklu boyunca serilen mozaik, ‘anıt’ statüsünde.

Siena Katedrali, 1220 ila 1370 yılları arasında İtalya’nın Siena kentinde inşa edilmiştir. İtalyan Gotik mimarisinin en eşsiz örnekleri ortasında yer alan katedral, baştan aşağıya bir şaheser desek yeridir. 

Zira, İtalyan Rönesans ressamı Giorgio Vasari, farklı boyutlardaki 56 panelden oluşan yeri, ‘şimdiye kadar yapılmış en hoş… büyük ve görkemli döşeme’ olarak nitelendirmiştir. 

Sibilleri, Eski Ahit’ten sahneleri, alegorileri, faziletleri ve antik dünyadan figürleri temsil eden panellerin imaline 40 sanatçı katkıda bulunmuştur. Çoğu hala yepyeni hallerinde olan tabandaki, en eski sahneler bir graffito tekniğiyle yapılmış, mermere küçük delikler açılıp çizgiler çizilerek ve bunlar bitüm yahut mineral ziftle doldurularak tamamlanmıştır.

İtalya’nın kuzeyindeki Piedmont bölgesini ziyaret ediyoruz bu defa. Torino kentinin yakınlarındaki Palace of Venaria, Savoy Hanedanlığı’nın 14 ikamet yerinden biridir. 

16 ila 18. yüzyıllarda inşa edilen fevkalâde yapının Galleria Grande (Büyük Galeri), 44 kemerli pencereye ve çarpıcı siyah beyaz fayanslı yere sahip kısmına bakıyoruz.

İtalya’nın tarihi kenti Palermo’daki Palazzo Florio Fitalia’nın odalarından birindeyiz. Filippo Palizzi tarafından 1892 yılında yapılmış kıymetli bir gül yaprağı majolika yerin bulunduğu oda, Ignazio Florio’nun karısına ikramıdır. 

‘Trompe l’oeil’ tekniği kullanılarak tasarlanan yer, gerçekçi bir 3 boyutlu tesir ile beyaz yer üzerine adeta ilmek ilmek işlenmiş gül yapraklarıyla dolu.

Milano’nun en değerli simgelerinden biri olan Galleria Vittorio Emanuele II, birebir vakitte İtalya’nın en eski ve faal alışveriş merkezi. Dört kapılı ve çift kemerli bu yapı, 1861 yılında tasarlanmış ve daha sonra mimar Giuseppe Mengoni tarafından 1865 ile 1877 yılları ortasında inşa edilmiş. 

Kemerli cam ve dökme demir bir çatı ile kaplı yapının tabanı de basmaya kıyılamayacak kadar eşsiz.

Vatikan Kenti’ndeki Aziz Petrus Papalık Bazilikası, 4. yüzyılda Roma imparatoru Büyük Konstantin tarafından inşa edilen eski Aziz Petrus Bazilikası’nın yerine 15. yüzyılda yapıldı. Birinci olarak Papa V. Nikolay ve akabinde Papa II. Julius tarafından planlanan Bazilika, 1626 yılında son haline geldi. 

Muazzam mermer tabanı gördüğünüz bu kısım ise bazilikanın, İtalyan kiliselerinde bulunan bir özellik olan uzun bir revak yahut ‘narteks’ kısmında yer alıyor.

Pompeii’deki küçük konutlardan biri olan Paquius Proculus Konutu’nun avlusunda bulunan mozaik yer, kentin en hoş tabanlarından biri. Siyah-beyaz mozaikler, hayvan sahneleri ve geometrik bordürlerle süslenmiş. Giriş yolundaki dişlerini gösteren ve zincirlenmiş köpek mozaği ise adeta, makûs niyetli kimselerin içeri girişini engellemek için tasarlanmış. 

Triclinium mozaik yerinin birçok günümüze dek korunamamış olsa da geriye kalan figürler oldukça dikkat çekiyor.

Roma kent merkezinin dışında bulunan Ostia Antica arkeolojik park, bir vakitler antik Roma’nın liman kentiydi. Bu düzgün korunmuş antik alanın göz kamaştırıcı mimarisi ise sıklıkla Pompeii ile karşılaştırılıyor.

Vatikan’da papanın resmi ikametgahı olan Apostolik Sarayı’nda bulunuyor Sistine Şapeli! 

Şapel, adını 1473 ile 1481 yılları ortasında inşa ettiren Papa IV. Sixtus’tan alıyor. Bu göz alıcı yapının ünü ise iç yerini süsleyen fresklerden, bilhassa de Michelangelo tarafından yapılmış olan Sistine Şapeli tavanından ve Son Yargı’dan geliyor. Baştan aşağıya işlemelerle dolu şapelin tabanı de göz kamaştırıyor.

M.S. 212 ila 216 yılları ortasında inşa edilen hamamlar, 1.600 kişilik kapasitesi ile kentin ikinci büyük Roma hamamı olarak biliniyor.

Caracalla Hamamları’nın en ünlü mozaikleri 1824’te keşfedildi. Mozaikler daha sonra çıkarılıp Lateran Sarayı’nı dekore etmek için kullanıldı. 1960’larda bu mozaikler Vatikan’a taşındı. Pek çok mozaikten farklı olarak siyah-beyaz yerine renkli dizaynıyla vaktinin çok ötesinde olduğunu birinci bakışta hissettiriyor.

Venedik Patrikhanesi’nin katedral kilisesi olan Aziz Markos Patrikhanesi, 1807 yılında piskoposluğun merkezi olmuş. Kentin gözetici sevgilisi olan Aziz Markos Evangelist’e adanmış olan bu eşsiz yapı, onun kalıntılarını içeriyor. 

Romanesk yerlere benzerlik taşıyan taban, ‘dekoratif kornişlerle çevrili büyük mermer levhaların dahil edilmesi de doğu prototiplerinden bir tesir olduğunu düşündürüyor.’ Yerde kullanılan iç içe geçmiş daireler nedeniyle ise Orta Çağ İtalyan kozmatesk tabanlarını hatırlatıyor.

M.S. 4. yüzyıla gidiyoruz bu kez! Bazıları Roma İmparatorluğu’nun en gösterişli mozaikleri olan bu eşsiz Roma taban mozaiği, İtalya’nın Enna ilinde bulunan bir komün olan Piazza Armerina’da yer alıyor.

Bizans Sanatı’nın eşsiz izlerine bakıyorsunuz. 6. yüzyıldan kalma San Vitale Bazilikası’nın imali muhtemelen 537 yılında başladı. 547 yılında ise Aziz Vitalis’e adandı.

1890 yılında inşa edilen Galleria Umberto I, İtalya’nın eşsiz alışveriş destinasyonlarından biri. Güney İtalya’daki Napoli’de yer alan yapı, bir öteki tarihi eser olan San Carlo Opera Binasının karşısında yer alıyor. 

Modern mimari öğelerle Emanuele Rocco tarafından tasarlanan yapı, İtalya Hükümdarı I. Umberto’nun ismini taşıyor. Yapının, Milano’daki Galleria Vittorio Emanuele II’yi anımsattığını da söylemeden geçmeyelim.

16. ve 17. yüzyıllar ortasında Floransa”daki San Lorenzo Bazilikası’nın bir uzantısı olarak inşa edilen Medici Şapelleri ile tipimizi tamamlıyoruz. Michelangelo tarafından tasarlanan Sagrestia Nuova ve Cappella dei Principi (Prensler Şapeli) her ayrıntısı ile göz kamaştırıyor. 

Yarı pahalı taşlardan yapılmış ince personelliği ile büyüleyici bir atmosfere sahip olan bu şapel ise Medici ailesi mimarlarının da iş birliği ile tasaralanan Prenseler Şapeli.  

Toskana Büyük Dükleri ve Medici’nin aile mezarı için bir anıt yaratmak ismine tasarlanan Şapel, 59 metre yüksekliğindeki uzun bir kubbeyle taçlandırılmış sekizgen bir yapıya sahip.