Tarih Boyunca Kullanılmak Zorunda Kalındığına İnanamayacağınız 11 Doğum Kontrol Yöntemi

Eski çağlardaki inanışlardan biri, cinsel bağ sırasında gereğince uzun müddet nefesini tutanların çocuk sahibi olmayacağı tarafındaydı. Ancak bu tekniğin mevzuyla hiçbir alakası olmaması nedeniyle durumun büsbütün talihe bağlı olduğunu söyleyebiliriz. 😮

cdn.kqed.org

Papua Yeni Gine’deki kabileler, cinsel bağlantıdan sonra bayanları çıplak formda taşa oturtarak hamileliği önleyebileceğini düşünüyordu. Bu usulün işe yaramadığını kısa mühlet sonra anlamış olmaları gerek! 😅

Antik Mısır, Mezopotamya ve Hindistan’da sık rastlanan doğum denetim metotlarından biri, timsah dışkısı ve bal karışımı idi. Bağdan evvel ritüel olarak hazırlanan bu değişik karışım, bayan vajinasına sürülüyordu ve balın yapışkan yapısının spermleri dışarıda tutacağına inanılıyordu. Timsah dışkısının neden kullanıldığı ise günümüzde de bilinmezliğini koruyor. 😑

Milattan evvelki çağlara uzanan bir korunma tekniği ise pamuk, yün ve akasya karışımını içeriyordu. Gebe kalmak istemeyen bayanlar, cinsel bağlantıdan evvel rahim içine bu karışımı yerleştiriyorlardı. Bu biçimde spermlerin uterusa ulaşmadan ölmesi mümkün oluyordu ancak bayanlardaki vajinal enfeksiyon ve kanama riski de artıyordu.

Eski Çin İmparatorluğu’nda, cıva kıymetli bir doğum denetim tekniğiydi ve gebe kalmak istemeyen bayanlar cıva yağından elde edilen özel bir çay içiyordu. Lakin civanın hamileliği önlemek şöyle dursun, hayati tehlike yarattığı ortaya çıkmış olacak ki bu adet kısa müddette sonlandırıldı.

Eski çağlarda hazırlanan iksir niteliğindeki özel karışımların erkekteki sperm üretimini yahut bayanın doğurganlığını azaltılacağı düşünülüyordu. Örneğin; sperm öldürücü tesiri nedeniyle bayan vajinasına limon sıkılıyordu, Uzak Doğu’da ise erkeklere papaya tohumu yediriliyordu. Bu sistemler bilhassa bayan vajinasına ziyan verdiğinden ve işe yaramadığından geçerliliğini kaybetti.

Doğum denetim konusundaki bilgisizlik yalnızca antik çağlara has bir sorun değil. Aslında çağdaş çağ ile gelişen doğum denetime bakış, evvelce daha farklıydı ve korunmak her bayan için mümkün olamayabiliyordu. Kolanın birinci çıktığı periyotlarda ise içindeki asit nedeniyle sperm öldürücü tesiri olduğu düşünülüyordu. Bu nedenle de cinsel alakadan evvel kola içmek yahut vajinaya kola dökmek tercih ediliyordu.

Yine ziyadesiyle tehlikeli yollardan olan bu metotta da rahim içine muhakkak sebzeler yerleştiriliyordu. Ekseriyetle cinsel ilgiden 24 saat evvel vajinaya yerleştirilen soğan sarımsağın kanalları tıkayacağı ve spermlerin içeri girmesini önleyeceği düşünülüyordu. Ama bunun ne kadar can acıtıcı ve tehlikeli olduğunu söylemeye gerek yok diye düşünüyoruz! 😱

Eski çağda bayan rahmine altın yahut gümüş yüzükler yerleştiriliyor ve bu sayede hamileliğin engelleneceği düşünülüyordu. Günümüz spiral formülüne benzeri bir mantığa sahip olan bu metot, aslında vajinal enfeksiyon ve kanama riskini artırdığından epeyce tehlikeliydi.

Bildiğimiz prezervatifler ortaya çıkmadan evvel ise hayvan bağırsaklarından yapılan ve formu çağdaş versiyonlarına benzeyen kondomlar kullanılıyordu. Bu prezervatiflerin bakterilere karşı geçirgen olduğu anlaşılınca mide zarından üretilen alternatifleri üretilmeye başlandı. Son olarak ise lateks gereçten yapılan bugünkü kondomlar ortaya çıktı ve olağan ki çeşit çeşit aroma, özellik ve koku eklendi.

Bugün pek çok bayanın tercihi olan doğum denetim hapları 1960’lı yıllara kadar ortalarda yoktu, bu tarihte üretilen ilaçlar ise kısıtlamalar nedeniyle yalnızca muhakkak bir bölüme ulaşabiliyordu. Vakitle giderek yaygınlaşan doğum denetim hapları, bayanların istenmeyen doğumlardan korunarak özgürleşmesinde ve iş hayatına atılmasında büyük yarara sahip oldu.