Sırrı Süreyya Önder’in Bilinmeyen Hikayesi: Ortaokulda Dersine Giren Öğrenci Yıllar Sonra Avukatı Oldu
TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Başkan, 15 Nisan Salı akşamı geçirdiği kalp krizi sonucu 12 saatlik bir ameliyat sonucunda hayata döndürüldü. Tedavi gördüğü Florence Nightingale Hastanesi’nden bugün (17 Nisan) yapılan açıklamalarda, Başkan’ın tedavilere düzgün cevap verdiği belirtildi. Sanatkarlardan siyasetçilere kadar toplumun her kesitinden Sırrı Süreyya Önder’e geçmiş olsun bildirileri yağarken Independent Türkçe Genel Yayın Direktör gazeteci Nevzat Çiçek, Sırrı Süreyya için duygusal bir yazı kaleme aldı.
İşte o yazı bir kısmı şöyle👇
Kaynak: https://www.indyturk.com/node/757011/…
“Adıyaman’ın komünistleri”
Adıyaman vilayet olduktan 8 yıl sonra (1962) doğdun, 8 yaşında baban Ziya Amca’yı kaybettiğinde hayatın acımasızlığıyla tanıştın. ‘Önderler’ dendiğinde ‘Adıyaman’ın komünistleri’ derlerdi size.
Ziya Amca 1960’lı yıllarda Türkiye Personel Partisi’nin Adıyaman’daki kurucusuydu ve vilayet başkanlığını yapmıştı, haksız da değillerdi.
Ama ne senin komünistliğin ne sosyalistliğin ne solculuğun tanım edilemiyordu. Yaşantın buna müsaade vermiyordu. Herkesin ezberini bozuyordun.
Ailen tam Adıyaman kültürüydü.
Dayın Said-i Nursi’nin talebesiydi
Çok kültürlülük aileden sana mirastı.
Sen Türkmen’din ve Adıyaman’da Kürtlerin ortasında büyümüştün.
Herkesin seni Kürt zannetmesi bu yüzdendi fakat sen hem Türk hem Kürt olmayı becermiş bir çilekeştin.
Baban Ziya Amca vefat ettiğinde annen ve 4 kardeşinle birlikte dedenin konutuna sığındın.
Deden de solcu bir adamdı ancak Emekçi Partili değildi, CHP’liydi. Sizin aile fikir cümbüşüydü.
Ellerinden öptüğüm Zeliha anne, Ziya amcadan sonra evlenmedi. Ziya Amca’dan sonra saçını sizin için süpürge etti, seni ve kardeşlerini büyüttü.
Annen diyordu ya ‘Para ile tapu bizi sevmiyor’ diye; haklıydı.
‘Bir mesken alayım’ dedin annene, meskeni aldın o da Adıyaman sarsıntısında yıkıldı.
Çok şükür ki anne İstanbul’da yanındaydı ve ona bir şey olmadı.
Sen artık o ağır bakımda yalnızsın ya annenin yüreğindeki zelzeleleri bir bilsen, çok çabuk ayağa kalkarsın.
Ortaokulda dersine giren öğrenci yıllar sonra avukatı oldu.
Sırrı Abi hatırlarsan sonradan senin üzere milletvekili olan adaşın Sırrı Özbek Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okurken, senin ortaokul 2. sınıfta dersine girmişti.
Sırrı Abi daima söyler; ‘Sırrı çok çalışkandı, sınıfta kendini muhakkak ederdi’ diye.
Senin derslerine giren Sırrı Abi daha sonra senin avukatın olacak ve örgüt üyeliğinden aldığın 16 yıl cezayı Yargıtay’da bozduracak ve 12 yıla indirecekti.
Orta öğretim yıllarında, babadan kalan birtakım edebiyat kitaplarını bulup okumaya başladığında sol fikirlere yönelmen çok doğaldı.
Çünkü Yoksul Baykurt’la arkadaş olan bir ailede büyüyordun.
1978 yılında yani 16 yaşında Adıyaman Lisesi’nde okurken Maraş Katliamı’nı protesto ettiğin için cezaevine girdin.
Cezanı çektin, çıktın ve herkesin kazanamayacağı Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni birinci tercihinde kazanarak Ankara’ya gittin.
Mustafa Abi (Kahtalı Mıçe) oturduğunuz yer minderin altına kendi yokluğuna karşın elindeki parasını senin tabirinle kalbini bırakmıştı, sen de ‘İhtiyaç yok abi’ dediğinde, ‘Niye babo, Almanya’dan mı geldin?’ demişti.Çileli lakin hoş günlerdi.Bu kadar yorulmamıştın ve şimdi 25 yaşındaydın.
Seni barış için gönderenler sonra seni cezalandırdıklarında da sesini çıkarmadın ve daima barışa inandın.
Çok yorgunsun biliyorum.
85 milyonun yükünü sırtlayan barış hamalısın.
Bize, ülkeye, ağaca dağa taşa kurda kuşa çok lazımsın.
Abi lütfen sık dişini. Daha yapacak çok iş var.
Yazının tamamına ulaşmak için: Kaynak.
