Sevilen mavi kahramanlar bu kere bol müzikli ve bol yıldızlı bir macerayla karşımıza çıkıyor. Sinemada, makus sihirbazlar Gargamel ve Razamel’in Papa Şirin’i kaçırmasıyla işler sarpa sarıyor ve Hoş Anne, onu kurtarmak için Şirinler’le birlikte gerçek dünyaya adım atıyor. Rihanna’nın Tatlı Anne’ye sesiyle hayat verdiği üretim, birebir vakitte onun müzikleriyle de renklendirilmiş. Müzikler ortasında en çok dikkat çeken “Friend of Mine”, uzun vakittir sessizliğini koruyan Rihanna’nın güçlü bir geri dönüşü niteliğinde. Sinema klasik Sevimliler havasını korurken, çağdaş animasyon dokunuşları ve enerjik ritimleriyle yeni jenerasyona de göz kırpıyor. James Corden, Daniel Levy ve Sandra Oh üzere ünlü isimler seslendirme takımına eğlenceli bir dinamizm katıyor. “Şirinler 2025”, nostaljiyle yeninin iç içe geçtiği, rengarenk ve kalpten gelen bir yaz seyahati sunuyor.

Ben Efsaneyim, yalnızlığın ve hayatta kalma gayretinin distopik bir portresini çizen çarpıcı bir bilim kurgu sineması. Başkahraman Robert Neville, insanlığı yok eden bir virüsten sağ kurtulan tek insan üzere New York sokaklarında yaşamaktadır. Gündüzleri köpeğiyle birlikte yiyecek arar, geceleri ise virüs yüzünden canavara dönüşen yaratıklardan saklanır. Bir yandan tedavi bulmaya çalışırken, öteki yandan aklını ve umudunu müdafaaya gayretler. Kent sessizdir ancak tehlike daima yakın, zira karanlık bastığında av başlar. 

Film, bir insanın yalnızlıkla, suçlulukla ve inancıyla yüzleşmesini etkileyici bir halde anlatıyor. Ben Efsaneyim, yalnızca bir kıyamet öyküsü değil, insan olmanın ne demek olduğunu sorgulayan güçlü bir dram.

Gelenek Görenek, başlık parası yüzünden evlenemeyen Zarife ve Metin’in, köyün gelenekleriyle boğuştuğu komik ve düşündürücü bir kıssayı anlatıyor. Metin, bu çıkmazdan kurtulmak için köyde hala geçerli olan “Dezmal kaçırma” geleneğine başvuruyor. Lakin plan beklenildiği üzere gitmiyor ve ezkaza Zarife yerine ablasını kaçırıyor. Bu yanılgı, köy kurallarına nazaran Metin’in artık ablayla evlenmesi gerektiği manasına geliyor. Sevdiği bayana kavuşmak isterken geleneklere takılan Metin, hem aşkı hem de doğruları ortasında sıkışıp kalıyor. Yaşanan karmaşa, köydeki yerleşik tertibi ve görenekleri sorgulamasına neden oluyor. Sinema, mizahi bir lisanla geleneklerin bireyler üzerindeki baskısını gözler önüne seriyor.

Sil Baştan, aşkın karmaşasını ve hafızanın gücünü sorgulatan sıra dışı bir sinema. Joel, bir sabah eski sevgilisi Clementine’in, onunla ilgili tüm anılarını sildirdiğini öğrenince tıpkı süreci yaptırmaya karar verir. Lakin hafızası silinirken, onunla yaşadığı hoş anıların peşinden gitmeye başlar. Her sahnede Joel’un zihninde bir seyahate çıkar, kimi vakit kaçmak, kimi vakit da saklamak ister anılarını. Sinema, sevginin yalnızca mantıkla değil hislerle da ilgili olduğunu hatırlatır. Hafıza silinse de, hislerin izi kolaylıkla silinmez. Sil Baştan, unutmakla başa çıkmanın, hatırlamanın ve tekrar sevmeye yürek etmenin hikayesidir.

Cin Kitabı, geçmişi lanetlerle dolu gizemli bir kitabın peşine düşen iki genç bayanın yaşadıklarını husus alıyor. Ormanın derinliklerinde gizli olduğu söylenen bu kitap, sahibine büyük güçler vaat ederken birebir vakitte büyük bir tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Selin ve Ceren, bu kitabın izini sürerken evvel merakla başlayan seyahatleri kısa müddette kaygı dolu bir kabusa dönüşüyor. Ormanda karşılaştıkları gizemli olaylar ve açıklanamayan varlıklar, onları geri dönüşü olmayan bir çıkmaza sürüklüyor. Yanlarına katılan köylü bir gencin rehberliği, kıssayı daha da bilinmez ve tehditkar bir hale getiriyor. Vakitle, kitabın sıradan bir efsane değil, nitekim uğursuz bir geçmişe sahip olduğu ortaya çıkıyor. Cin Kitabı, bilinmeyene duyulan merakın nasıl felakete dönüşebileceğini anlatan, tansiyon dolu bir kaygı kıssası sunuyor.

Geçen Yaz Ne Yaptığını Biliyorum, saklı kalmış bir yanlışın peşini bırakmayan bir tansiyon kıssası. Dört arkadaş, mezuniyet gecesi istemeden bir adamın vefatına sebep olur ve cesedi denize atarak olayı örtbas ederler. Bir yıl sonra, her biri gizemli bir not alır: “Geçen yaz ne yaptığını biliyorum.” Panik ve kaygı içinde, birer birer tehdit edilmeye ve hücuma uğramaya başlarlar. Hatanın üzerini kapattıklarını sansalar da, geçmiş peşlerini bırakmaz. Katilin kim olduğunu bulmaya çalışırken, arkadaşlıkları da sarsılmaya başlar. Sinema, vicdanın, sırların ve intikamın tüyler ürpertici bir yüzleşmeye nasıl dönüştüğünü anlatır.

İncir Reçeli, hayata tutunmaya çalışan bir senarist ile hayat dolu fakat gizemli bir bayanın beklenmedik aşkını bahis alıyor. Metin, senaryoları reddedilen, yalnız ve umutsuz bir hayat sürerken bir gece barda tanıştığı His ile hayatı değişiyor. Duygu’nun spontane ve içten halleri, Metin’in karanlık dünyasına renk katıyor. İkili ortasında kısa müddette derin bir bağ oluşuyor ve birlikte geçirdikleri vakit Metin’in ilham kaynağı haline geliyor. Fakat Duygu’nun taşıdığı büyük bir sır, bu mutluluğun gölgesinde gizli duruyor. Duygu’nun geçmişiyle yüzleşmesi, ikisini de duygusal bir seyahate sürüklüyor. Sinema, aşkın hoşluğu kadar, kaybın acısıyla başa çıkmayı da anlatan his yüklü bir öykü sunuyor.

Münafık 2, şeytani bir tarikatın tesiri altındaki köye gelen bir vaizin yaşadıklarını bahis alıyor. Ustaz Adam, geçmişinden taşıdığı acılarla birlikte bu köyde kendini karanlık bir uğraşın içinde buluyor. Halkın üzerinde baskı kuran karizmatik bir önderin yönettiği tarikat, saf bir bayanın vücudunu ele geçiriyor. Adam, bayanı kurtarmak için manevî yollarla uğraş verirken kendi inancını da sorgulamaya başlıyor. Yanında hamasetiyle dikkat çeken Sakinah yer alıyor ve ikili birlikte bu dehşetli sisteme karşı durmaya çalışıyor. Tarikatın gizemli yapısı ve halkın suskunluğu, çabayı daha da zorlaştırıyor. Sinema, inançla endişenin iç içe geçtiği, tansiyon dozu yüksek bir öykü sunuyor.