İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının akabinde Saraçhane başta olmak üzere birçok noktada protestolar devam ediyor.
Eylemlere katılan isimlerden biri de Oğuzhan Uğur oldu. Toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda iki gündür hareketçilerin ortasında dolaştığını belirten Uğur, topluluk arasında konuşulanlara kulak kabarttığını söyledi.
“Sosyal medyada ya da haber kanallarında izlediğimiz görüntülere herkes kendi cephesinden başlık atıyor. Yanlarında olup mevzunun başlıksız saf halini duymayı arzuladım. Duydum da…” diyen Uğur, yaşadıklarını ve duyduklarını ayrıntılı bir halde toplumsal medya hesabından paylaştı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta gözaltına alınmasının akabinde, 23 Mart sabahı tutuklanarak cezaevine gönderilmesi hem siyasette hem de sokakta büyük ses getirdi.
Günlerdir başta Saraçhane olmak üzere İstanbul’un çeşitli noktalarında düzenlenen protesto yürüyüşlerine her kısımdan vatandaş katılırken, bu kalabalığın ortasına tanıdık bir isim de karıştı: Oğuzhan Uğur.
“İki gündür hareketçi gençlerin ortasında dolaşıyorum.” diyen Uğur, toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda yaşadıklarını ve müşahedelerini paylaştı.
Paylaşımda şu tabirleri kullandı:
‘Sadece gençler de yok. Yaşıtlarım da sokaklarda, büyüklerim de. Topluluklar ortasında konuşulanlara kulak kabarttım. Toplumsal medyada ya da haber kanallarında izlediğimiz görüntülere herkes kendi cephesinden başlık atıyor sonuçta, yanlarında olup mevzunun başlıksız saf halini duymayı arzuladım. Duydum da… Sizlerle de paylaşayım.
İstanbul Üniversiteli gençler tanıdı çabucak, (bereye atkıya karşın, boyumdan ötürü olabilir. 🥹) yanıma geldiler. Dedim ‘çaktırmayın!’ Bu sefer anlatmak için değil, dinlemek için buradayım. Ortalarına aldılar beni, bir o yana gittik, bir bu yana. Şimdi yarım saat bile geçmemişti ama olayın parti başlıkları altına sığamayacağını çok daha net anladım.’
Kimsenin İmamoğlu’nun yargılanmasın karşı olmadığını vurgulayan Uğur, karşı oldukları şeyin ne formda yargılandığı kısmı olduğunu belirtti.
Paylaşımının devamında şu sözleri söyledi:
‘Karşı oldukları, hakkında onlarca şikayet olan, yolsuzluğu evraklarıyla ifşa olan isimlerin, yalnızca hükümete yakın oldukları için yargılanmıyor olması. Kimi isimler atasözü paylaştığı için bile mahpusa atılırken, hükümete yakın birtakım isimlerin, toplumsal mecralarından alenen kin ve düşmanlığa sevk eden yazılar paylaşıp dokunulmaz olmaları. Mülakatlarda puan yerine kimlik sorulması. Sayarım daha uzun uzun ancak gerek yok. Hepimizin bildiği şeyler.
Buradaki insanların başlığı partiler değil,her alanda gözümüze sokulan ikili standarttır. Buradaki kalabalığın sıkıntısı adaleti engellemek değil, tam tersi… Kimlik gözetmeyen gerçek adaleti arzulamaktır. Yalnızca chp’liler yok meydanlarda. Chp’nin başına gelen, uzun vakittir yaşanan fırtınada yüze çarpan bir yağmur damlasıdır. Fakat belliki bardak dolu, ve bu damla bardağı taşıran son damladır.
Mesele hak ve haksızlıktır. Senin adamın, benim adamım saçmalığıdır. Mevzuyu chp’ye sabitleyenlerin, particilik başlığıyla mevzilenenlerin, olayları bu açıdan da düşünebilmesini dilerim. Bence burada duyduklarım, uzun vakittir haykırılan cümlelerin son sözüdür. Kızmayın, yargılamayın. Kulak verin.’
