CHP Şanlıurfa milletvekili Mahmut Tanal bir hukukçu olsa da tüm Türkiye onu siyasi yönüyle tanıyor. 2011 seçimlerinde TBMM’ye CHP İstanbul milletvekili olarak giren Tanal’ı öteki vekillerden ayıran ise daima bir aksiyon halinde olması. Ülkemizdeki her siyasi gelişmede alanda olan Mahmut Tanal gücü ve yaptığı hareketlerle kadro elbiseli, ağır başlı profillerin çoğunlukta olduğu siyaset sahnesinde öne çıkıyor. İşte Ekrem İmamoğlu’na dayanak aksiyonlarında sabah yaralanıp akşam alana inen Mahmut Tanal’ın alandaki icraatları…
Mahmut Tanal üç dönemdir Cumhuriyet Halk Partisi vekili.
Tabii misyon yaptığı müddet boyunca ülke gündemine tesir eden pek çok olay yaşandı. Pek çok aksiyon ve hak arama gayreti vardı. Tanal oralarda bir yerlerde değil, olayların kalbindeydi.
Geçtiğimiz gün Çağlayan Adliyesi’nde barikatları aşmaya çalışırken görüntülenmişti.
Geçtiğimiz gün ise yaralandığını açıkladı.
Hastaneden fotoğraflar paylaştı.
Ancak akşam polisler ve aksiyoncular ortasında sorun çıkmaması için Saraçhane’deydi.
Ancak kendisini literatüre geçiren pek çok olay var.
Mecidiyeköy’de 10 çalışanın öldüğü rezidans kazasını protesto eden kümesi dağıtmak için gelen TOMA’ya bu türlü müdahale etmişti.
2019 Mahallî Seçimleri’nin ilk İstanbul seçimi hala akıllarda.
AKP adayı Binali Yıldırım’ın kazandığını açıkladığı fakat Ekrem İmamoğlu’nun bu kararı tanımayıp birinci mazbatasını aldığı seçimlerin oy sayımı uzun günler almıştı. Tanal da çuvalların üstüne yatarak oyların tekrar sayılmasına bu türlü katkı verdi.
Tabii bu kadar aksiyon içinde olununca kazalar da kaçınılmaz oluyor.
2011 yılında Silivri’de yaşadıklarını şöyle aktarıyor.
“Burası Silivri. Yıl 2011… O devir iktidarın ‘Cumhuriyet’in savcısıyım’ diyerek sahip çıktığı Ergenekon-Balyoz kumpas davaları için, adeta bir ceza yerleşkesi kuruldu Silivri’de. Mahkeme salonunu cezaevinin içine taşıdılar. Yargı, adliyeden çıkarılıp cezaevine hapsedildi. Milletvekili olmama karşın duruşmalara alınmadım. Demir barikatlar yargının değil, hukuksuzluğun sembolüydü. O barikatlardan geçmeye çalışırken ayağım kırıldı. Fakat geri dönmedim. Zira ben yalnızca ayağımı değil, hukuku savunuyordum. Zira orada sırf sanıklar değil, Türkiye’nin demokrasisi yargılanıyordu.
Bugün yeniden tıpkı karanlığı yaşıyoruz. Yeniden barikatlar, yeniden susturulmak istenen adalet var. Lakin biz buradayız. O gün Silivri’de nasıl direndiysek, bugün de özgürlük, hukuk devleti ve demokrasi için birebir kararlılıkla direniyoruz. Ayağımız kırılsa da sesimiz asla kesilmeyecek. Bu ülkeye adalet gelmeden, biz uğraştan vazgeçmeyeceğiz!”
2023 yılında Jandarma ile enteresan bir olay yaşamıştı.
Sedat Peker’in o dönemki argümanlarını ise loop’a alması TBMM tarihine girmiş enstantanelerden.
