Arabanızda klimayı her açtığınızda yakıt ibresinin süratle aşağı indiğini hissediyorsanız yalnız değilsiniz. Üstelik bu yalnızca bir his değil; bilimsel olarak da net bir gerçek. Motorla irtibatlı çalışan klima sistemi, gücünü direkt yakıttan alıyor ve bu da her serin nefesin aslında litre litre akaryakıta mal olduğu manasına geliyor. Elbette aracınızın tipi, dış sıcaklık ve klimayı ne kadar açtığınız üzere faktörler de bu tüketimi etkiliyor. Yani konfor uğruna katlandığımız bu küçük lüks, vakitle büyük bir masrafa dönüşebiliyor.
Kaynak 1, Kaynak 2
Klima, motoru nasıl etkiliyor da yakıtı bu kadar süratli tüketiyor olabilir?
Aracınızın klima sistemi, çalışmak için motorun kayışına bağlı olan bir kompresör kullanıyor. Bu sistem devreye girdiğinde, motorun omuzlarına ekstra bir yük biniyor ve bu yük, direkt yakıtla karşılanıyor. Yani klimayı her açtığınızda, motor yalnızca sizi değil tıpkı vakitte sizi serinletmek için çalışan bir öbür sistemi de taşımak zorunda kalıyor.
Araştırmalar, klimanın 100 kilometrede 0.2 ile 1 litre ortasında fazladan yakıt tüketimine yol açabileceğini gösteriyor. Bu ölçü tahminen kısa vadede fark edilmeyebilir lakin sıcak günler uzadıkça ve klima daha uzun mühlet çalıştıkça cebinizdeki tesiri kendini net biçimde gösteriyor.
“Isıtıcı da çalışıyor, o neden bu kadar yakıt harcamıyor?” diyenler için karşılık biraz şaşırtan olabilir.
Isıtıcı sistem aslında motordan gelen sıcaklığı kullanıyor, yani yeni bir güç üretmek yerine var olanı dağıtıyor. Elbette bu süreç sırasında fanların çalışması üzere küçük ayrıntılar aracılığıyla bir ölçü elektrik harcanıyor fakat bunun yakıta olan tesiri klimanınkine kıyasla yok denecek kadar az.
Ancak dikkat edilmesi gereken bir nokta var. Kışın buğu çözme modunu açtığınızda, sistem otomatik olarak klimanın kompresörünü de devreye sokabiliyor. Yani siz camlar açılsın diye klimayı fark etmeden açmış olabilirsiniz. Bu yüzden hangi ayarda neyin çalıştığını bilmek, yakıt tüketimini denetim etmenin birinci adımı olabilir.
“Camı açarım, klimaya ne gerek var?” diyorsanız, o da her vakit mantıklı bir tahlil değil.
Camlar açık formda seyahat ettiğinizde aracınıza dolan rüzgar, otomobilin aerodinamiğini bozuyor. Bu da motorun daha fazla zorlanmasına neden oluyor ve bilhassa saatte 60 km üzerindeki süratlerde, açık camlar klimadan daha fazla yakıt harcamanıza yol açabiliyor.
O yüzden suratınız düşükse camları açmak mantıklı olabilirken, yüksek süratlerde klima kullanmak daha ekonomik bir seçenek haline geliyor. Yani hangisi daha az yakar sorusunun karşılığı, büsbütün hangi süratte gittiğinize bağlı.
Ayrıca klima çalışırken ‘iç sürkülasyon’ modunu etkin hale getirirseniz, sistem dışarıdaki sıcak havayı değil esasen serinletilmiş iç ortamı kullanır ve bu da motoru daha az zorlar. Aracınızı gölgeye park etmek, güneşlik kullanmak yahut birinci çalıştırmada camları açıp içerideki sıcak havayı dışarı atmak da klima yükünü hafifletir.
