Sevgilinizin yaptığı kimi şeyler için ‘Aslında makus bir şey yapmıyor.’ diye düşünüyor lakin bir yandan da içten içe huzursuz mu oluyorsunuz? Bu türlü bir durumda yanılıyor olabilirsiniz ancak hislerinizin büsbütün uydurma olduğunu da söyleyemeyiz. 100 binden fazla takipçiye münasebet tavsiyesi veren uzman M, tam da bu ortada kalınan durumlara dair çok çarpıcı ikazlarda bulunuyor. M’e nazaran birtakım davranışlar açık açık ihanet sayılmasa da sessiz aldatma olarak görülebiliyor. Yani kimse kimseyi aldatmıyor üzere görünüyor fakat aslında her şey gözünüzün önünde yaşanıyor olabilir.
“Sadece biraz flört ettim.” mi? Tam da problem bu zaten…
Uzmanlara nazaran partnerinizin diğer insanlara karşı biraz fazla şakacı ve sevecen davranması, münasebetinizin sonlarını aşıyor olabilir. Örneğin toplumsal medyada sizi rahatsız eden bireyleri takip etmesi, onlarla içli dışlı yorumlaşması ya da sarkastik latifeler yapması…
Bunlar tek başına aldatma olarak kabul edilmeyebilir ancak siz rahatsızlık duyuyorsanız, bir şeyler yanlış gidiyor olabilir. Ve ne vakit bu mevzuyu açsanız, ‘Ama yalnızca arkadaşız.’ ya da ‘Ne var bunda, yalnızca kibardım.’ üzere savunmalarla karşılaşıyorsanız, bu da bir işarettir. Unutmayın, gerçek samimiyet sizi değil, alakanızı de rahat hissettirir.
“Seçenekleri açık tutmak” da aldatma değil mi aslında?
Uzman, bir kişinin eski sevgilisiyle hala daima bağlantı halindeyse, bunun da bilinmeyen bir tehdit oluşturabileceğini belirtiyor. Kelamda ‘sadece arkadaşız’ dedikleri eski partnerle sık sık konuşmaları, aslında bir yedek planın her an devreye girebileceğini gösteriyor.
Bu durum fizikî bir ihanet olmasa da duygusal bir bağlılık yaratıyor ve bu da sadakat sonlarını zorluyor. Kiminle konuştuğu değil, neden hala konuştuğu burada temel sıkıntı haline geliyor. Zira bağ içinde inançlı bir liman aranıyorsa, orası siz olmalısınız.
Duygusal yakınlık yalnızca fizikî sadakatle ölçülmez.
Eğer partneriniz, sizinle paylaşması gereken hisleri, kaygıları ya da özel anıları diğer biriyle paylaşıyorsa, burada duygusal bir kopuş yaşanıyor olabilir. Diğerine sarılmak ya da fizikî temasta bulunmak kadar, diğerine içini dökmek de bir bağ kurmak demektir.
‘O yalnızca beni anlıyor.’ diyerek kendini savunmaları sizi daha da yalnız hissettirebilir. Zira birinin sizi duygusal olarak öteki birine tercih etmesi, aldatmanın en sessiz ancak en derin formudur. Ve bu durumda kendinizi dışlanmış ve bedelsiz hissetmeniz çok doğaldır.
Telefonuyla ortaya görünmez bir duvar örüyorsa, o duvarın ardında ne olduğunu merak etmek hakkınızdır.
Uzman, telefon konusunda tuhaf davranan partnerlerin birden fazla vakit bir şey sakladığını söylüyor. Ekranı sizden kaçırması, uygulamaları apansız kapatması, kimi bildirilerin silinmiş olması…
Bunların hepsi, bağ içinde şeffaflıktan uzaklaşıldığını gösterir. Ve siz bu mevzuyu açtığınızda, ‘Niye bu kadar merak ediyorsun?’ ya da ‘Sadece bir arkadaş.’ üzere geçiştirmelerle karşılaşıyorsanız, ortada bir sorun olabilir. Nitekim saklayacak bir şey yoksa, gizleyecek bir davranış da olmamalı.
Savunmaya geçmek, bazen en büyük suçluluk belirtisidir.
İlişkide bir şeyleri sorguladığınızda, partneriniz çabucak suçlanmış üzere hissediyor ve sizi suçlamaya mı başlıyor? ‘Bana güvenmiyorsun.’ ya da ‘Paranoyaksın.’ üzere karşılıklar, sizi susturmak ve kendi davranışlarını sorgulatmamak için kullanılan savunma sistemleri olabilir.
Ama burada dikkat edilmesi gereken şey, birden fazla vakit bu bireylerin sizi nitekim rahatlatmak yerine hatalı hissettirmesidir. Yani aslında ‘Hayır, ben aldatmıyorum.’ demek yerine sizi utandırmayı tercih ediyorlarsa, bu da bir işarettir. Gerçek sevgi sizi kuşkuda değil, inançta hissettirir.
