Doksan dakikaya bir bütün olarak bakıldığında, Beşiktaş’ın durarak oynadığı, hamle aktifliğinin ve rakibe baskı yapmasının sürekliliği olmadığı zannedilebilir. Lakin gerçek durum bu değil. Beşiktaşlı futbolcular ne vakit tempoyu artırmaya kalksalar, Halil Umut Meler devreye girdi. Oyunu kendi koşu performansına nazaran ayarladı, rakibin dakikalarca yerde yatmasına göz yumdu, topun oyuna girmesinde daima gecikti. Bu tavrı, koşu imtihanlarını geçip geçemediği istikametindeki söylentileri güçlendirir nitelikteydi. Sonuçta Beşiktaş’ın alanda etkisiz görünmesinin en kıymetli nedenlerinden biri hakemin performansı ve daima Beşiktaş ataklarını yanlış kararlarla keserek tempoyu düşürmesiydi.
Meler’in Beşiktaş Karnesi
Halil Umut Meler’in Beşiktaş karnesi geçmişten bu yana hiç de parlak değil. Yönettiği birçok maçta Beşiktaş aleyhine haksız düdükler çalmış bir hakem. TFF idaresindeki lobinin gayesi, şimdi transferlerini tamamlamamış ve takımını kuramamış Beşiktaş’ı ligin birinci haftalarında yarış dışına itmek üzere görünüyor. Bu nedenle dönemin birinci maçlarında hoş oyundan çok
Maçın birinci dakikalarında ofsayt gerekçesiyle incelenmeyen penaltı durumu da bu görüşü dayanaklar nitelikteydi. Birtakım eski hakem yorumcular, ofsayt çizgisinin çizilmemesini VAR idaresini aklamak için gerekçelendirmeye çalışsalar da kimse konumun penaltı olup olmadığını tartışmadı. Meğer VAR hakemi Özgür Yankaya’nın, Halil Umut Meler’i durumu izlemeye çağırması gerekirdi. Ofsayt olup olmadığı ise bundan sonraki basamakta değerlendirilebilecek bir bahisti.
Beşiktaş’ın Yumuşak Karnı: Defans
Maçın geneline baktığımızda Beşiktaş’ın en zayıf noktası defans bölgesiydi. İdarenin, mevcut birtakım oyuncuları göndermeden yeni transfer yapması sıkıntı görünüyor. Bu durumda ya defansa katkı sağlayacak kanat oyuncuları alınmalı ya da atak gücü yüksek savunmacılarla istikrar sağlanmalı. Ülkü olanı her iki bölgeye de transfer yapmak ancak mevcut kaidelerde bu pek mümkün görünmüyor.
Yeni Transferlerin Performansı
Yeni transferlerden Abraham gün geçtikçe ekibe daha çok ısınıyor. Atletik yapısı ve golcülüğüyle dikkat çekiyor. Kaçırdığı gollere bakıp aldanmamak gerek; asıl kıymetli olan hakikat vakitte yanlışsız duruma girmesi. Karakter olarak da Beşiktaş kültürüne yakın görünüyor. Tek kaygı, uzun lig, Avrupa ve kupa maratonunu tek başına kaldıramama ihtimali. Hasebiyle kesinlikle güçlü bir alternatifi bulunmalı.
N’didi birinci maçında başarılı bir performans sergiledi. Onun yerine oyuna giren Ege ve Kayra da olumlu katkı yaptı. Hatta oyunun hızlanmasına ve durumların artmasına neden oldular. Ege’nin uzaktan şutları çok bedelli. Uzun müddettir Beşiktaş ceza alanı dışından tesirli şutlar üretemiyordu. Bu maçta bir şutu kaleciden sekti ve Abraham’ın önünde kaldı; fakat baht Abraham’ın yanında değildi. Bu genç oyunculara daha sabırlı yaklaşmalıyız. Taylan Bulut hakkında bir şey söylemek erken olsa da kendi olan özgüveni ve kısa müddette yaptığı katkı göze güzel göründü.
Rafa Silva’nın Dönüşü
Rafa Silva döneme makûs başlamış, hazırlık ve Avrupa maçlarında beklentileri karşılamamıştı. Lakin bu maçta kendi kimliğine dönerek oyunu domine etti. Biraz şanslı olsa skor daha da farklı olabilirdi.
Beşiktaş’ın geleceğiyle ilgili umutları kaybetmemek gerek. Gerekli desteklerle bu ekip tepe yarışında olabilir. Umutlarımızı taze tutmak ise Beşiktaş Başkanı Serdal Adalı ve idaresinin elindedir. Gereken adımları atmalarını diliyoruz.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar büsbütün muharrirlerinin özgün niyetleridir ve Onedio’nun editöryal siyasetini yansıtmayabilir. ©Onedio
