Gülerken İçinizi Burkacak 15 Kara Mizah Film Önerisi

İki kiralık katil, başarısız bir işten sonra Bruges’e ‘dinlenmeye’ gönderilir. Birisi tarihi atmosferin tadını çıkarırken, oburu bu taşra kasabasında sıkışıp kalmaktan nefret eder. Fakat işler, hiç de düşündükleri üzere sakin ilerlemez. Hem absürt hem melankolik bir kabahat güldürüsü.

Yakın gelecekte, yalnız beşerler 45 gün içinde bir eş bulamazlarsa bir hayvana dönüştürülmek üzere bir tesise kapatılır. Çağdaş bağlantıları, yalnızlığı ve toplumsal baskıları en uç noktasına taşıyan distopik bir hiciv.

CIA casusu Osbourne Cox’un yazdığı kapalı evraklar ezkaza bir spor salonu çalışanlarının eline geçer. Bu ‘cahil lakin kurnaz’ tipler, belgeyi hükümete satmaya kalkınca işler tam manasıyla çığırından çıkar. Çok absürt, çok kaotik bir kabahat komedisi!

Deli bir general, ezkaza Sovyetler’e nükleer atak buyruğu verince, tüm dünya kaosa sürüklenir. Stanley Kubrick’in yönettiği bu sinema tam bir şaheser!

Borç batağındaki bir adam, eşini kaçırtıp fidye almak ister fakat tuttuğu hatalılar işin başında bile çuvallar. Karlar içinde işlenen cinayetler, kara güldürünün Coen yordamı anlatımıyla birleşince ortaya unutulmaz bir klasik çıkar.

Patrick Bateman, başarılı bir finansçı üzere görünse de geceleri acımasız bir seri katile dönüşür. Zenginler dünyasında kimsenin kimseyi umursamaması, onun giderek daha pervasız ve kanlı işlere bulaşmasına neden olur.

Orta yaşlı bir profesör, hayatının her alanında denetimi kaybeder. Karısı onu terk eder, işi sallantıya girer ve çocukları ona hürmet duymaz. Bir çıkış yolu ararken, başına gelen her şeyin ilahi bir bildiri olup olmadığını sorgulamaya başlar.

Bir ailenin cenazesi, ezkaza alınan uyuşturucular, beklenmedik itiraflar ve bâtın bir skandal yüzünden tam bir kaosa dönüşür. Kayıplarını anmak isteyen aile üyeleri, cenazeyi bir faciaya çevirmekte üstlerine yoktur.

Sovyetler Birliği’nin önderi Stalin aniden ölünce, parti içindeki güç savaşları başlar. Kendi çıkarları için birbirine ihanet eden siyasetçiler, ülkeyi adeta bir satranç tahtasına çevirirken, halk giderek artan kaosun içinde kaybolur.

Dört maharetsiz adam, İngiltere’de bir terör saldırısı planlar fakat en temel işleri bile yüzlerine gözlerine bulaştırırlar. İçlerindeki önder figürü, takımı denetim altında tutmaya çalışırken, işler giderek daha da saçma bir hâl alır.

Tonya Harding, yetenekli bir artistik patinajcıdır lakin rekabet dünyasında başarılı olmak için sırf yetenek yetmez. Medya skandallarının ortasında kalan Tonya, mesleğinin en büyük çöküşüne sürüklenirken, gerçek hatalılar kendilerini paka çıkarmaya çalışır.

Bir telepazarlama çalışanı, beyaz bir adam sesi kullanarak büyük muvaffakiyet elde eder. Lakin yükseldiği dünya, sıradan insanları sömüren karanlık bir sistemin iç yüzünü açığa çıkarır. Muvaffakiyet merdivenlerini süratle tırmanan genç adam, kendini ahlaki bir çıkmazda bulur.

Bir müze yöneticisi, çağdaş sanat dünyasında itibarını muhafazaya çalışırken bir dizi skandalın ortasında kalır. Kültürel elitizmin ve toplumsal adaletin yüzeysel dünyasında, her hareketi onu daha büyük bir karmaşaya sürükler.

Bir alışveriş merkezinde çalışan güvenlik vazifelisi, kendini büyük bir dedektif üzere görmeye başlar. Fakat aldığı kararlar, kolay bir hata olayını büyük bir felakete dönüştürür. Polisle rekabet etmeye kalkınca, olaylar büsbütün denetimden çıkar.

İki yozlaşmış polis memuru, kendilerine düşen rüşvet hissesini artırmak için kabahat dünyasına daha fazla bulaşır. Fakat bu defa yanlış adamları dolandırmışlardır. İki taraf ortasında başlayan savaş, cürüm ve adalet kavramlarını birbirine karıştıran bir karmaşaya dönüşür.