Flörtünüzün Cevap Vermesini Beklerken İzleyebileceğiniz 15 Sürükleyici Netflix Filmi

Okulun tanınan kızı Drea (Camila Mendes), bursunu ve imajını zedeleyen bir ifşa sonrası mesleğinin en sıkıntı devrine girer. Öteki yandan yeni öğrenci Eleanor (Maya Hawke), yıllar evvel kendisine atılan iftiranın intikamını almak için geri dönmüştür. İkilinin yolları kesişir ve klasik bir “ben seninkini, sen benimkini” planıyla intikam oyunları başlar.

Baş karakter Joel (Dylan O’Brien), patlak veren felaket sırasında sevgilisi Aimee’den (Jessica Henwick) farklı düşer. Ortadan geçen yedi yılda ikili farklı sığınaklarda yaşamaktadır. Joel, bir gün Aimee’nin diğer bir kolonide hâlâ hayatta olduğunu öğrenir ve tüm kaygılarına karşın onu görmek için yüzeye çıkar. Fakat yüzey, her adımda ölümcül yaratıklar, tehlikeli tuzaklar ve beklenmedik dostluklarla doludur.

Amy Poehler’ın direktör koltuğunda oturduğu Moxie, gençlik sinemalarına taze bir feminist bakış açısı kazandırıyor. Kıssa, Vivian’ın (Hadley Robinson) gözünden anlatılıyor. Vivian, okulun uzun vakittir süregelen toksik erkek kültüründen bıkmıştır. Bir gün Vivian, annesinin gençliğinde katıldığı feminist hareketlerden ilham alarak gizlice “Moxie” isminde bir mecmua çıkarır. Bu mecmua, okulun her köşesine dağıtılır ve kısa müddette hem kız öğrenciler hem de dışlanan öteki kümeler ortasında bir dayanışma ağı oluşturur. Başta anonim olarak başlayan bu hareket, vakitle okulun adeta toplumsal istikrarını sarsar ve büyük bir değişim dalgasını tetikler.

Sherlock Holmes’un küçük kız kardeşi Enola, annesinin doğum gününde gizemli halde ortadan kaybolmasıyla kendi başına Londra’ya hakikat yola çıkar. Yolda, kaçırılma tehlikesi yaşayan genç bir lordla karşılaşır ve iki macera iç içe geçer. Enola hem annesinin izini sürer hem de büyük bir siyasi komployu çözmeye çalışır. Zekâsı, yüreği ve pratik tahlilleriyle dikkat çeken Enola, devrin bayanlara dayattığı hudutlara karşı koyarak kendi yolunu çizer.

Dans tutkusunu, gençlik gücünü ve arkadaşlığı harmanlayan Work It, tempolu ritmiyle izleyeni içine çekiyor. Öykü, hayalindeki üniversiteye girebilmek için özgeçmişini güçlendirmek isteyen Quinn Ackerman’ın (Sabrina Carpenter) macerasını takip ediyor. Dans yeteneği hiç olmamasına karşın, üniversitenin dans kulübüne kabul edilmek istiyor lakin bu mümkün olmayınca kendi takımını kurmaya karar veriyor.

Gençlik, müzik tutkusu ve isyan ruhunu bir ortaya getiren Metal Lords, heavy metal hayali peşinde koşan iki yakın arkadaşın öyküsünü anlatıyor. Kevin ve Hunter, okulda pek de tanınan olmayan iki gençtir. Hayatlarının maksadı, “Battle of the Bands” müsabakasını kazanacak bir metal kümesi kurmaktır. Lakin ortada küçük bir sorun vardır: Küme yalnızca iki bireyden oluşuyordur. Bir gün, çellosuyla dikkat çeken Emily’yi keşfederler ve onu kümelerine dahil ederler. Bu üçlü, hem farklı karakterleriyle çatışır hem de müzik seyahati boyunca birbirlerinden çok şey öğrenir.

Soman Chainani’nin tanınan romanından uyarlanan The School for Good and Evil, dostluk, ihanet ve baht temalarını fantastik bir cihanda işliyor. Öykü, küçük bir kasabada yaşayan iki yakın arkadaş Sophie ve Agatha’nın, bir gün kendilerini gizemli bir halde iki farklı büyülü okulun kapısında bulmalarıyla başlıyor. Bu okullardan biri kahramanları, oburu ise berbatları yetiştirmektedir. Hayali prenses olmak olan Sophie, “İyiler” okuluna gitmeyi beklerken “Kötüler” okuluna yerleştirilir; karanlık ve gotik atmosferiyle ünlü bu okulda hayatta kalmaya çalışır. Agatha ise tam zıddı halde, “İyiler” okuluna yerleştirilir ve burada kendi tabiatına ters bir dünyada var olmaya çalışır. İkilinin yolları, okulun geleceğini ve kendi mukadderatlarını belirleyecek büyük bir savaşta kesişir.

Chris Hemsworth’un başrolde olduğu Extraction, baştan sona durmak bilmeyen bir aksiyon maratonu sunuyor. Sinema, paralı asker Tyler Rake’in (Hemsworth), Bangladeş’te güçlü bir hata lordunun kaçırılan oğlunu kurtarmak için tutulmasıyla başlıyor. Lakin vazife, beklediğinden çok daha tehlikeli ve karmaşık bir hal alır. Çatışmalar; kesintisiz kamera geçişleri ve yüksek tempolu koreografilerle birleşerek izleyiciye adrenalin dolu anlar yaşatıyor. Tyler, tıpkı vakitte kendi geçmişinin yaralarıyla da çaba ediyor. Kaçış sırasında gelişen baba-oğul gibisi bağ, sinemanın duygusal tarafını güçlendiriyor.

Tokyo’nun neon ışıkları altında geçen Kate, izleyiciyi hem görsel hem de kıssa olarak içine çeken süratli tempolu bir aksiyon tansiyonu sunuyor. Sinema, ölümcül derecede yetenekli bir suikastçı olan Kate’in (Mary Elizabeth Winstead), son misyonundan sonra bilinmeyen bir biçimde zehirlenmesiyle başlıyor. Zehrin tesiriyle yalnızca 24 saati kalan Kate, bu süreyi onu zehirleyenleri bulmak ve intikamını almak için kullanmaya karar verir. Yol boyunca, öldürdüğü bir adamın genç kızı Ani ile beklenmedik bir paydaşlık kurar.

Gal Gadot’un canlandırdığı Rachel Stone, dünyanın en inançlı ve kapalı istihbarat ağlarından biri olan The Charter için çalışan, itidalli ve son derece yetenekli bir casustur. Vazifesi, insanlığın yazgısını değiştirebilecek The Heart isimli güçlü yapay zeka teknolojisini korumaktır. Lakin bir gün bu teknoloji, zeki ancak tehlikeli bir hacker olan Keya Dhawan’ın eline geçer ve tüm dünya, devletlerin bile denetim edemeyeceği bir kaosa sürüklenme tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Rachel, hem teknolojiyi geri almak hem de dünyanın dört bir yanında süratle gelişen krizleri durdurmak için vakitle yarışmak zorundadır.

Ryan Reynolds’un başrolde olduğu The Adam Project, 2050 yılından 2022’ye kazara iniş yapan pilot Adam Reed’in, 12 yaşındaki genç versiyonuyla müsabakasıyla başlıyor. Adam, geleceği kurtarmak ve vakitte açılan bir yarığı kapatmak için genç halinin yardımına muhtaçlık duyar. Lakin bu vazife, birebir vakitte yıllardır yüzleşmediği aile yaralarıyla da baş etmesini gerektirir. İkili, hem vakit seyahatinin karmaşık ve tehlikeli dünyasında uğraş eder hem de babalarıyla ilgili geçmişteki olaylara ışık meblağ.

I Came By, adalet arayışını farklı bir açıdan ele alan bir suç-gerilim sineması. Öykü, grafiti sanatkarı Toby’nin, sistemin koruduğu güçlü ve ayrıcalıklı bireylere karşı kendi prosedürleriyle ses çıkarma eforuna odaklanıyor. Toby, “I Came By” (Buradaydım) yazısını müsaadesiz girdiği lüks konutların duvarlarına bırakıyor. Bir gün, emekli bir yargıcın meskenine girerken, kimsenin bilmediği müthiş bir sırrı keşfeder. Fakat bu sırrı ortaya çıkarmak, Toby’yi tehlikeli bir kedi-fare oyununa sürükler.

Netflix’in en yüksek bütçeli üretimlerinden biri olan The Gray Man, CIA’in en saklı ve en tehlikeli casuslarından biri olan Sierra Six’in (Ryan Gosling), beklenmedik bir halde teşkilatın amacı haline gelmesiyle başlıyor. Elindeki kritik bilgileri ifşa edebilecek tek kişi haline gelen Six, dünyanın dört bir yanında ölümcül bir kovalamacanın merkezine sürüklenir. Peşinde ise acımasız, istikrarsız ancak bir o kadar da zeki bir suikastçı olan Lloyd Hansen (Chris Evans) vardır. Bangkok’tan Viyana’ya, Prag’dan ABD’ye uzanan kıssada patlamalar, otomobil kovalamacaları, yakın dövüş sahneleri ve politik entrikalar seyirciyle buluşur.

Kevin Hart’ın başrolde olduğu Lift, aksiyon, güldürü ve soygun temasını bir ortaya getiren tempolu bir Netflix imali. Sinema, milletlerarası bir hırsız takımının, uçakta hareket halindeyken tarihi bir altın soygunu gerçekleştirme planını husus alıyor. Kıssa, yetenekli ve zeki hırsız Cyrus Whitaker’ın (Kevin Hart), Interpol tarafından yakalanmak üzereyken ona yapılan cazip teklifi kabul etmesiyle başlıyor. Teklif kolay: Yakalatılmak istemiyorsan, takımını topla ve 500 milyon dolarlık altını havada çal.

Rumaan Alam’ın tıpkı isimli romanından uyarlanan Leave the World Behind, izleyiciyi baştan sona huzursuz eden, klostrofobik bir atmosfer sunuyor. Sinema, New York’lu Clay ve Amanda çifti ile iki çocuklarının, lüks bir tatil konutu kiralayıp kentten uzaklaşmasıyla başlıyor. Başta her şey sakin görünürken, bir gece yarısı meskenin asıl sahipleri G.H. ve kızı Ruth kapıya gelir. Nedeni ise ürkütücüdür: Tüm ülke genelinde elektrikler kesilmiş, telefonlar çalışmaz hale gelmiş ve internet teması büsbütün kopmuştur.