Benfica’nın Eski Teknik Direktörü Benfica’yı Neden 100 Yıl Boyunca Lanetledi?

1900’lü yılların başında Budapeşte’de Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Bela Guttmann, futbolculuk mesleğinde büyük bir iz bırakamasa da teknik yöneticilikte ismini tarihe yazdırdı. 1939’da II. Dünya Savaşı’nın başlamasına kadar Avusturya’da kurulan Yahudi kulübü Hakoah Wien, Hollanda temsilcisi Twente ve Macar grubu Ujpest’i çalıştırdı. Savaş öncesinde Ujpest ile hem lig hem de kupa şampiyonluğu yaşadı. Ayrıyeten futbol tarihine damga vuran isimlerden Ferenc Puskas ve Sandor Kocsis’i keşfeden hoca olarak da bilinir.

Savaş sona erdikten sonra vakit kaybetmeden tekrar alanlara dönen Bela Guttmann, bu defa Romanya’nın Yahudi kökenli kulübü Maccabi Bükreş’in başına geçti. O devir savaşın yarattığı yokluk ve kıtlık nedeniyle maaşının zerzevat olarak ödenmesini talep eden Guttmann, futbol tarihinde unutulmaz bir anekdota imza attı. Akabinde İtalya ve Arjantin’de çeşitli maceralara atıldı ve mesleğinin dönüm noktalarına uzanan yol böylelikle şekillenmeye başladı. 1958’de Porto’nun başına geçen Guttmann, birinci döneminde şampiyonluk yaşayarak büyük ses getirdi. Lakin asıl ününü kazanacağı devir, Porto’nun ezeli rakibi Benfica ile imzaladığı kontratla başladı.

Portekiz ve dünya futbolunun efsane isimlerinden Eusebio’nun keşfi, Bela Guttmann’ın muvaffakiyet öyküsünün en renkli detaylarından biri olarak öne çıkıyor. Benfica’nın birinci Avrupa zaferinden yalnızca birkaç ay evvel Lizbon’da bir berbere tıraş olmaya giden Guttmann, burada eski dostu ve o devir Sao Paulo grubu Ferroviaria’nın teknik yöneticisi Jose Carlos Bauer ile karşılaşır. Bauer, kısa müddet içinde Afrika’da bir çeşide çıkacaklarını söyleyince, Guttmann da yetenekli bir oyuncu görmesi halinde kendisine haber vermesini ister.

Aradan yaklaşık bir ay geçer, Guttmann tıpkı berberde tekrar Bauer’e rastlar. Büyük bir tesadüf sonucu gerçekleşen bu müsabakada Guttmann çabucak sorar: “Bir yetenek bulabildin mi?” Bauer ise Mozambikli genç bir oyuncudan bahseder. Kulübüne transferin kıymetli geldiğini, bu nedenle alamadıklarını belirtir. İsmini soran Guttmann’a tek bir sözle karşılık verir: “Eusebio.” İşte Benfica tarihine damga vuran Eusebio efsanesi bu türlü başlar.

Bela Guttmann idaresindeki Benfica, birinci yılında Barcelona’yı, ikinci yılında ise Eusebio’nun da katkısıyla Real Madrid’i devirerek üst üste Avrupa şampiyonlukları kazandı. Her şey yolunda giderken Guttmann, elde edilen bu büyük muvaffakiyetlerin akabinde maaşına artırım talebinde bulundu. Fakat Benfica idaresi bu isteği kabul etmedi. Bunun üzerine kulüpten ayrılma kararı alan Guttmann, efsaneye nazaran ardında tarihe geçecek bir kelam bıraktı: “Benfica, yüz yıl boyunca bir daha Avrupa şampiyonu olamayacak.” Böylelikle futbol dünyasının en çok konuşulan lanetlerinden biri başlamış oldu.

Guttmann’ın ayrılırken dillendirdiği o kelamlar adeta bir lanet üzere Benfica’nın üzerine çöktü. Portekiz devi, efsane teknik adamın gidişinden sırf bir yıl sonra finalde kupayı kaybetti ve o tarihten bu yana Avrupa’da çıktığı 8 finalin hiçbirini kazanamadı. İşte Benfica’nın “lanetli finalleri”:

• 1963 Şampiyon Kulüpler Kupası – Benfica 1-2 Milan

• 1965 Şampiyon Kulüpler Kupası – Benfica 0-1 Inter

• 1968 Şampiyon Kulüpler Kupası – Benfica 1-4 Manchester United

• 1983 UEFA Kupası – Benfica 1-2 Anderlecht

• 1988 Şampiyon Kulüpler Kupası – Benfica 0-0 PSV (Pen. 6-5 PSV)

• 1990 Şampiyon Kulüpler Kupası – Benfica 0-1 Milan

• 2013 UEFA Avrupa Ligi – Benfica 1-2 Chelsea

• 2014 UEFA Avrupa Ligi – Benfica 0-0 Sevilla (Pen. 4-2 Sevilla)

Tam sekiz final, sekiz hayal kırıklığı… Bu sonuçlar da Bela Guttmann lanetini futbol tarihinin en bilinen efsanelerinden biri haline getirdi.