Öncelikle, fikstürü hazırlayan ‘yapının’, Beşiktaş’ın Avrupa Kupası maçları sonrasında daima deplasmana yollama ‘cinliğini’ de unutmamalıyız. GS ve FB, sekiz Avrupa Kupası maçlarından sonra yalnızca birinde deplasmana giderken Beşiktaş sekiz maçın yedisini deplasmanda oynuyor. Bu maç, deplasmanda değil içi alanda oynansa oyun da skor da farklı olabilirdi. Hakem oyunları da cabası…
Bu maçta hakem Oğuzhan Çakır, cinliği ile bana adaşı Cüneyt Çakır’ı hatırlattı.
(Görsel:İnternethaber)
Antalyaspor’lu Cjenepo’ya 61.dakikada gösterdiği karttan evvel en az iki sarı kart daha çıkartması gerekirdi. Bu oyuncuyu oyunda tutabilmek için tüm futbol kurallarını görmezden geldi. Ancak Al Musrati ve Rafa Silva’ya sarı kart gösterdiği durumlarda faul bile yoktu. Bu kartların nedeni, her iki futbolcunun da kart hududunda olması idi. Hakemlerimiz vizyoner olduklarından, satranç oyuncuları üzere bir sonraki atılımları de düşündüklerinden, Oğuzhan Çakır da bu iki değerli oyuncumuzu gelecek hafta takım dışı bırakmak için fırsat kolladı.
Galatasaray’da Barış Alper Yılmaz, Torreira, Muslera ve Abdülkerim tam 9 haftadır sarı kart sınırındalar. Herhalde, alanda ‘melek’ üzere oynadıklarından hiçbir hakem kart göstermiyor. Fakat Beşiktaş’ta olmayan faullere bile sarı kart çıkıyor.
Bu meşhur ‘yapının’ tek emeli GS’yi şampiyon yapmak değil, Beşiktaş’ı da birinci üçten dışarı itip, Başakşehir ve Eyüpspor üzere proje gruplarını parlatmak. Bu kulüplerin parlatılıp, yabancılara satılacağı son periyotta çok konuşulmakta…
Takımın performansı düştü
Aynı hoca, birebir futbolcular, birebir hafta içinde iki farklı Beşiktaş! Pekala sorun ne?
Athletico Bilbao’ya 4 gol atan hoca birebir hoca. Futbolcular da birebir futbolcular. Fakat bugün seyrettiğimiz Beşiktaş, üç gün evvel Athletico’yu perişan eden Beşiktaş değil!
Bu performans düşüşünü, Athletico maçı yorgunluğu olarak izah edemeyiz. O maçın üzerinden iki koca gün geçti. Ayrıyeten uzak bir deplasman maçından gece yarısı dönmüş de değiller.
O vakit neden performans düştü, sorusu akla geliyor…
Bence Athletico’ya karşı açık orta üstün oynayan bu ekibin performansının düşmesinin temel nedeni, ligde bir maksatlarının kalmamış olmasıdır. Futbolcular lig motivasyonlarını kaybetmişler. Ayrıyeten kimi futbolcular, âlâ performans göstermek için maç da seçiyorlar. Hedefsiz, amaçsız kaldıkları bir lig maçında tüm performanslarını alana yansıtmıyorlar.
Kulübenin zayıflığı da başka bir sorun. Oyunun mukadderatını değiştirecek atak oyuncuları yok. Sakatlananın yerine girecek tesirli oyuncu yok. Bu türlü olunca da teknik yönetici elinde bulunan oyuncular içinden seçmek zorunda kalıyorlar. Svensson sakatlanınca yerine Onur Bulut, Emirhan’ın yerine de Bahtiyar girdi. Bu değişikliklerden sonra Beşiktaş’ın defansif gücü yerle bir oldu.
Beşiktaş idaresinin, bu dönemi birinci üçte bitirmek, Türkiye Kupasını kazanmak ve Avrupa Kupasında üst çeşitlere çıkmak üzere amaçları varsa derhal transfer yapması gerekir. Şayet bu türlü gayeleri yoksa bu dönemi bu takım ile de bitirebilirler.
Ama mevcut idarenin taraftara açıkça maksatlarının ne olduğunu bildirmesi gerekir. Taraftara şeffafça maksatlarını anlatırlarsa taraftarın beklentisi de ona nazaran şekillenir.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar büsbütün muharrirlerinin özgün niyetleridir ve Onedio’nun editöryal siyasetini yansıtmayabilir. ©Onedio
