Bihter’den Polat Alemdar’a: Efsane Karakterler Gerçek Hayatta Olsaydı Nasıl Yaşardı?

Defalarca vurulan, bıçaklanan Polat daima bir halde hayatta kalmayı başarıyor. Yalnızca yumruklarıyla kolaylıklıkla bir adam bayıltabiliyor. İmkansız operasyonlardan bir formda sıyrılabiliyor. Kimi sahnelerde kurşunlardan eğilerek ya da sağa sola hafif bir atılımla kurtulabiliyor.

• Gerçek bir insanın bedeni bu kadar fazla darbe ve yaralanmayı asla kaldıramazdı, iddia edeceğiniz üzere. Tekraren sefer bıçaklanan yahut vurulan bir insanın bu kadar uzun müddet hayatta kalması epey düşük bir ihtimal.

• Tek yumrukla insan bayıltmak neredeyse imkansızdır, zira bu önemli bir beyin sarsıntısı gerektirir. (Yani dünyaca ünlü bir dövüşçü ya da yakın dövüş üzerine bir eğitim almadıysanız…)

Sonuç: Polat Alemdar gerçek hayatta bu kadar uzun müddet hayatta kalamazdı.

Nalan, görüp görebileceğiniz en manipülatif anne tarafından büsbütün denetim ediliyor. Annesi olarak bildiği lakin gerçekte anneannesi olan Feride’den azap boyutuna varacak formda baskıcı bir prosedürlerle ‘korunuyor’. Çok büyük bir travmaya maruz kalmasına karşın epeyce uzun bir mühlet reaksiyon veremiyor. Kendisi, varlıklı ve güçlü erkekler tarafından daima kurtarılıyor.

• Aşırı derecede baskıcı bir anneye sahip olmak insanlarda ruhsal olarak ağır tesirler bırakır. Gerçek hayatta, bir kişi ya büsbütün isyan eder ya da çok önemli ruhsal rahatsızlıklar yaşamaya başlar.

• Söz konusu bu travmalar bu kadar uzun müddet bilinçaltında bastırılamayacağı için, ruhsal çöküş çok daha erken yaşanırdı.

• Sürekli varlıklı ve güçlü erkeklerin gelip onu kurtarması ise büsbütün bir romantik drama klişesi. Gerçek hayatta bu bayan kendi sıkıntılarını çözmek zorunda kalırdı. 

Sonuç: Nalan, gerçek hayatta ya çok erken bir isyan sürecine girerdi ya da ruhsal takviye almadan yaşaması neredeyse imkansız hale gelirdi. 

Dizide daima arbede edip, bıçaklandığı şahit olduğumuz Cio olarak bilinen Cihangir daima hayatta kalıyor. Hatta o denli ki kendisi ateşli silahlardan da daima kaçmayı başarıyor. Hiçbir profesyonel eğitimi olmadan büyük hatalılara karşı sağlam bir formda savaşabiliyor.

• Sokak dövüşleri şahıslarda oldukça önemli yaralanmalara yol açar. Cio’nun da aldığı darbelerin birçok onu en az birkaç ay hastaneye yatırırdı.

• Ateşli silahlardan kaçmak her vakit mümkün değildir, yani çekirge her vakit zıplamayabilir. O denli silahlarla gerçek hayatta bir defa vurulması bile kendisi için ölümcül olabilir. Bıçaklanmanın yahut önemli baş travmalarının bu kadar çabuk güzelleşmesinin de imkansız olduğunu belirtelim. 

Sonuç: Ömer, gerçek dünyada hayatta kalma bahtı düşük olan bir karakter!

Adnan Bey’le evli olan Bihter, kocasının yeğeni olan Behlül’le yasak bir aşk yaşıyor ve yıllarca kimseye yakalanmıyor. Annesi tarafından daima birçok hususta manipüle edilmesine karşın bunu fark edemiyor.

• Her ne kadar büyük de olsa bir meskenin içinde bu kadar kapalı bir aşk yaşamak neredeyse imkansız, hele ki her kapının gerisinden bir hizmetli çıkarken! olduğu bir ortamda. Bihter ve Behlül’ün yasak aşkın gerçek hayatta çok daha çabuk yayılırdı.

• Bihter’in karakterini hepimiz çözdük. Bu kadar hırslı ve zeki birinin, Firdevs Hanım üzere güçlü ve manipülatif bir anneye karşı bu kadar zayıf kalması beklenemezdi, kaldığı takdirde de yıllar süren ruhsal tesirler yaratabilirdi.

• Behlül’ün, kendisiyle değil de Nihal’le evlenmesiyle buhrana intihar etmişti. Bu dramatik olay gerçek hayatta çok daha erken bile yaşanabilirdi zira Bihter’in içine düştüğü depresyon uzun müddet yönetilemezdi.

Sonuç: Gerçek hayatta Bihter, olayların bu kadar ilerlemesine müsaade vermezdi yahut çok daha evvel bu skandal ortaya çıkardı. Ortaya çıkması durumunda da kendi canına kıymazdı. 

Silahlı çatışmalara girip daima hayatta kalan Yamaç, mafya savaşlarının tam ortasında olmasına karşın ailesini her koşul altında koruyabiliyor. Radikal çıkışlarıyla daima yeni düşmanlar edinen Yamaç, kimle karşılaşırsa karşılaşsın onu yenerek hayatta kalıyor.

• Gerçek dünyada silahlı çatışmalara daima giren birinin hiçbir vakit önemli yaralanmadan oradan uzaklaşabilmesi imkansızdır.

• Suç dünyasına bu derece karışmış birinin ailesini büsbütün koruyabilmesi de epey düşük bir ihtimaldir. 

• Güçlü yeni düşmanlarına karşı her vakit bu kadar tetikte olamaz illa ki ağır sonuçlarla karşılaşırdı. 

Sonuç: Yamaç, gerçek hayatta bu işlere girdikten sonra en fazla birkaç yıl içinde ya ağır yaralanır ya da öldürülürdü.

Defalarca ihanete uğrayan, tabiri caizse habire boynuzlanan Nadir her seferinde kendisini aldatan şahsa geri dönüyor. Daima kankalarıyla birlikte büyük oyunlar çeviriyor ancak ne hikmetse hiçbir vakit başarısız olmuyor ve de yakalanmıyor. Kendisi fizikî olarak da birçok kaza geçirse de ağır yaralar almadan daima hayatta kalabiliyor.

• Ender gerçek hayattaki bir insan olsaydı bu kadar fazla ihanete uğrayıp her seferinde daha güçlü geri dönemezdi. Hatta bu geri dönüşleri midesi kaldırmazdı. Ruhsal olarak da önemli halde etkilenirdi.

• Yaptığı oyunların birçoğu yakayı ele vermeden devam edemezdi, zira beşerler her vakit bir noktada kusur yapar.

• Yüksekten düşmeler, hücumlar ve kazalar fizikî olarak önemli sakatlıklara neden olur. Lakin Seçkin her kezinde güya hiçbir şey olmamış üzere yoluna devam ediyor, gerçek olsaydı edemezdi. 

Sonuç: Nadir, gerçek hayatta birkaç planı başarısız olduktan sonra büyük egosunu bir nebze kaybeder ve artık bir noktada durmak zorunda kalırdı.

Boksör olan Kuzey üretim boyunca büyük dövüşlere giriyor biliyorsunuz ki. Fakat kimi vakit izleyicilerin ağzını açık bırakan cinsteki bu arbedelerden neredeyse her vakit sapasağlam çıkıyor, kendisi lakin ufak yaralarla kurtuluyor. Tekraren defa mahpusa girip çıkıyor fakat hiçbir şey olmamış üzere hayatına daima kaldığı yerden devam edebiliyor. Başı beladan kurtulmuyor, asla da pes etmiyor.

• Profesyonel dövüşçüler bile aldıkları ağır darbeler karşısında uzun vadede fizikî sıhhat meseleleriyle gayret eder. Kuzey’in daima hengame etmesine karşın hiç kalıcı hasar almaması, sıyrıklarla kurtulması pek mümkün olmazdı. 

• Bir kişi tekraren mahpusa girip çıktığında, toplumsal statüsü ve psikolojisi önemli halde ziyan görür, bunun örneklerini de çok defa gördük. Gerçekte, Kuzey bu kadar kolay adapte olup hayatına devam edemezdi.

• Sürekli düşmanlarıyla birebir çabaya giren birinin bu kadar çok belaya bulaşıp da uzun mühlet hayatta kalarak ‘normal’  bir halde yaşaması çok güç olurdu.

Sonuç: Kuzey gerçek hayatta olsaydı, fizikî ve ruhsal olarak önemli hasarlar alırdı. Alışılmış, düşmanları tarafından hayattan kopartılmazsa…

Kocası Celal tarafından sevilmeyen Sevilay çok üzücü olaylarla sınanıyor. Kocası ondan kurtulmak için öldürme planları yapıyor. Sevilay, kocasının onu sevmediğini ve ilgisiz olduğunu fark etse de bir formda onunla yaşamaya devam ediyor. Hatta Celal, Sevilay’ı uçurumdan atmaya bile çalışıyor fakat başarısız oluyor.

• Gerçek hayatta Celal üzere bir adamın cinayet planları genelde başarısız sonuçlanmaz. Birini uçurumdan itmek üzere görece ilkel bir sisteme başvurmak yerine, daha sinsice bir yol seçebilirdi. Gerçek hayattaki Sevilay’ın sinemadaki gibi  “şans eseri” kurtulması düşük bir ihtimal olurdu.

• Sevilay’ın bu kadar pasif kalması hayatta kalma ihtimalini düşürürdü. Birden fazla mağdur eş üzere durumu kabullenmesi, onu uzun vadede daha savunmasız hale getirebilirdi.

• Eğer Sevilay gerçek hayatta güçlü bir dayanak sistemine sahip olursa, daha rahat halde hayatta kalabilirdi. Bayan sığınma konutları, ailesinin takviyesi yahut ekonomik bağımsızlık üzere faktörler onu Celal’e muhtaç olmaktan kurtarabilirdi.

Sonuç: Sevilay, gerçek hayatta Celal üzere bir bireyle evli olsaydı ne yazık ki bu kadar ‘şanslı’ olmazdı. Celal üzere bir adam planında daha dikkatli olurdu ve büyük ihtimalle başarılı olurdu. Daha güçlü ve farkındalığın şuurunda olup meskenden daha erken kaçıp kendini kurtarabilirdi. 

Arabasıyla yüzlerce metre uçuyor, sürükleniyor lakin en fazla birkaç sıyrık sıyrıkla havalı halde aracından sağ biçimde iniyor. Kendisini sık sık yumruk yumruğa dövüşlerin içinde bulan Dom önemli bir yara almadan çıkıyor. İzleyenleri şoke eden cinsten devasa patlamalardan yalnızca biraz tozlanarak kurtulması da uğraşı…

• Araç içindeyken gerçekleşen yüksek surattaki çarpışmaların birçok ölümcüldür, hele ki otomobilden fırlıyorsa! Gerçek hayatta emniyet kemeri takılı olsa bile insanın iç organları ağır hasar alabilir, bu yüzden de  yaşaması çok güç olurdu.

• Profesyonel halde boks yahut güreş eğitimi olmayan bir insanın her dövüşte bu kadar başarılı olması mümkün olmazdı.

• Filmdeki izlediğimiz üzere büyük patlamaların yarattığı basınç dalgası, insan bedeni için son derece tehlikelidir, yani gerçek hayattakiler Dom üzere biraz tozlanıp oradan yürüyüp gidemez. 

Sonuç: Bu türlü bir ömür tercih eden Dominic Toretto’nun gerçek hayatta hayatta kalması mümkün değil.

Ghostface katilinden tekrar tekrar kaçmayı başaran Sidney izleyenlere ‘Hayatta bu kadar talih var mı?’ dedirtecek kadar çok mevtten kurtulmayı başardı. Serinin yıllar boyunca her filmide tekraren akına uğrasa da her seferinde bir halde işten paçayı sıyırdı ancak kendisinin neredeyse tüm arkadaşları cinayetlere kurban gitti.

• Gerçek hayatta yaşayan birinin 5-6 defa seri katiller tarafından amaç alınması iddia edeceğiniz üzere çok düşük bir ihtimal.

• Sidney sahiden ortamızda olsaydı, Ghostface’in taarruzlarından her seferinde kaçıp ve daima hayatta kalan kişi olamazdı. Zira bu durum olağan dışı bir baht gerektiriyor.

• Ölümle sayısız kere burun buruna gelen bir kişinin tanım edilmeyecek kadar büyük bir travmayı yaşamasına da kesin gözle bakabiliriz. Sidney’in ruhsal olarak sağlam kalması da çok güç olurdu, ki serinin son sinemalarında durumu berbattı. 

Sonuç: Gerçek hayatta Sidney büyük ihtimalle en fazla 2. ya da 3. sinema kadar olay yaşayıp öldürülürdü.