Klasik ve klâsik eğitim – öğretim anlayışımız yeni jenerasyon üzerinde ne kadar tesirli?
Her şeyi bir yıl evvelkinden çok daha farklı yapan bir insan topluluğunu bundan en az on sene evvelki beşerler için hazırlanmış eğitim-öğretim metadolojisi ile eğitebilir misiniz?
Bu iki soruyu en başta sorarak, aslında ben yazıyı yazarken sizler de okurken farklı açılardan karşılıklar bulun istedim. Tahminen bulunan karşılıkları yorum kısmına yazabilirsiniz ve birlikte bu mevzu üzerine düşünebiliriz.
Çocuklar, çocukluk ne kadar değişti o denli değil mi? Evvelce 25-30 yıl aralığında değişen öğrenme ve kültürel hünerler artık neredeyse her yıl değişim gösteriyor.
Çağımızda yaşanan bu harikulâde bilişsel ve kültürel değişim suratı yalnızca bilgiyi ve teknolojik imkanları değiştirmiyor. Birebir vakitte insanoğlunun eğitim, gelişim ve öğrenme biçimlerini de değiştiriyor. Bu sürate yetişmek imkansız elbette. Her sene tekrar bir eğitim-öğretim kurgusu yapalım demiyorum lakin tüm dünyanın kullandığı bir metadoloji ile daha dinamik ve şimdiki bir eğitim sistemi kurgulayabiliriz. Oyunu oyuncu ile birlikte planlamak ve kurgulamaktan bahsediyorum. Aslında hayli heyecanlı ve eğlenceli bir süreç.
Eğitim ve öğretim her ne kadar çerçevelere, kalıplara ve planlara sığdırılmaya çalışılsada aslında her eğitimci bilir ki bir sınıfta öğretme süreci asla tek düze gitmez ve her vakit öngörülemezdir. Sınıfaki öğrenci kitlesinin öğrenme biçimlerinden tutun da toplumsal ve kültürel maharetleri sizin tüm eğitim sisteminizi tamamı ile tesirler. Bu gerçek her öğretmenin ismi üzere bildiği ve birçok vakit tek başına bu güç süreci aşıp mükemmeller yaratarak çok şiddetli hususları öğrencilerine öğretebilmesi ile tamamlanır. Aslında her öğretmen bir kahramandır ve onu motive eden tek şey de öğretebilme başarısıdır.
Geleneksel eğitim modelleri, uzun yıllar boyunca statik yapılarda devam etti. Lakin öğrencilerin ferdî farklılıklarını, yaratıcıklarını ve eleştirisel düşünme maharetlerini geliştirmeyi hedefleyen yeni kuşak eğitim modelleri, tasarım odaklı kanıyı merkezine alarak fark yaratıyor. Öğretim alanlarını farklılaştırma en az malzemelerin ve içeriğin farklılaşması kadar süreci etkiliyor. Eğitim ve Öğretim bir süreç ise bu süreci “Tasarım Odaklı Düşünce” (Design Thinking) ile nasıl daha tesirli ve inovatif hale getirebiliriz?
Tasarım odaklı niyet ve eğitim
Tasarım odaklı niyet (design thinking), yaratıcı sorun çözme sürecinde empati, tanımlama, fikir üretme, prototipleme ve test etme adımlarını içeren bir yaklaşımdır. Eğitimde bu yaklaşım, öğrencilerin derslere etkin iştirakini sağlamak, yaraticiliklarını desteklemek ve ferdî öğrenme tecrübelerini şahsileştirmek için kullanılır.
İşte dünyadan Tasarım Odaklı Fikir tekniği ile geliştirilmiş ilham verici eğitim ve öğretim prosedürleri.
Tasarım odaklı ders ve sınıf tasarlamanın temel unsurları
1. Empatiye Dayalı Sınıf Ortamları
Öğrencilerin gereksinimlerine odaklanan, ergonomik ve esnek düzenlenebilir mobilyalar kullanarak rahat bir çalışma ortamı yaratmak gerekir.
2. Etkin Öğrenme Alanları
Öğrencilerin birlikte çalışabileceği, fikir alışverişi yapabileceği, sorun çözebileceği tasarım atölyeleri ve yaratıcılık laboratuvarları oluşturulmalıdır.
3. Teknoloji ile Entegrasyon
Derslere yapay zeka, artırılmış gerçeklik (AR), sanal gerçeklik (VR) üzere teknoloji entegrasyonları eklenerek daha etkileşimli ve şahsileştirilmiş bir öğrenme tecrübesi sunulabilir.
4. Esnek ve Modüler Tasarım
Tek bir çalışma modeline bağlı kalmadan, kişisel ve küme çalışmasına uygun esnek sınıf dizaynları benimsenmelidir.
Sonuç: Geleceğe Hazırlanan Nesiller
Tasarım odaklı ders ve sınıflar, yenilikçi, yaratıcı ve tahlil odaklı bireyler yetiştirilmesine imkan tanır.
Dünyadan en inovatif beş ders ve okul örneklerine bakalım.
1. AltSchool (ABD)
AltSchool, kişiselleştirilmiş eğitim programları ve teknoloji odaklı bir müfredat sunan yenilikçi bir okul sistemidir. Yapay zeka tabanlı tahlillerle öğrencilerin gelişimi takip edilir ve özelleştirilmiş eğitim içerikleri sunulur.
2. Green School (Bali, Endonezya)
Tamamen sürdürülebilirlik unsurlarına nazaran inşa edilen Green School, tabiatla iç içe bir öğrenme tecrübesi sunuyor. Öğrenciler etraf şuuru, sürdürülebilir tarım ve yenilenebilir güç hususlarında uygulamalı eğitim alıyor.
3. Ørestad Gymnasium (Danimarka)
Bu okul, klasik sınıf yapısını büsbütün terk ederek açık alanlar ve esnek çalışma istasyonları sunuyor. Küme çalışması, proje bazlı öğrenme ve teknoloji entegrasyonu üzerine ağırlaşan bir eğitim modeli uygulanıyor.
4. High Tech High (ABD)
High Tech High, proje bazlı öğrenmeyi temel alan bir okul olup, öğrencileri teknoloji ve mühendislik alanlarında yenilikçi projeler üretmeye teşvik ediyor. Gerçek dünyadan sorun çözmeye dayalı müfredat sunuyor.
5. School of One (ABD)
New York’ta uygulanan bu sistem, öğrencilere kişiselleştirilmiş ders programları sunan adaptif bir eğitim modeline dayanıyor. Teknoloji ve yapay zeka takviyeli öğrenme analitiğiyle her öğrenci için en uygun öğrenme yolları belirleniyor.
X
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar büsbütün müelliflerinin özgün niyetleridir ve Onedio’nun editöryal siyasetini yansıtmayabilir. ©Onedio
