Musluktan akan suyun sıcaklığı arttıkça sesinin değiştiğini fark etmiş olabilirsiniz. Banyo yapmadan evvel ya da bir bardağı doldururken bu farklılığı hissetmek mümkün. Sıcaklık değişimi, suyun yapısında ve akışında değerli bir rol oynuyor. Artık bu ses farkının gerisindeki bilimsel nedenlere bir göz atalım!
Bir su molekülüne yakından bakıldığında, V harfine benzeyen ve kolları ortasında yaklaşık 105 derecelik açıya sahip bir yapı görülür. Molekülün uçlarında hidrojen atomları, keskin kısmında ise oksijen atomu yer alır.
Oksijen, bağ yapmamış elektronları nedeniyle negatif yüklüyken, hidrojenler müspet yük taşır. Bu farklı yük dağılımı, su molekülleri ortasında hidrojen bağları oluşturur ve molekülleri birbirine bağlar.
Ancak işin sırrı, suyun ısınmaya başlamasıyla bu bağların gücünü kaybetmesinde yatıyor.
Su ısındıkça moleküllerin kinetik gücü artar ve hidrojen bağlarının oluşum oranı azalır. Böylelikle moleküllerin daha bağımsız hareket etmesine neden olur ve suyun akışkanlığı artar.
Daha akışkan bir su kütlesi, yüzeye daha küçük kümeler hâlinde çarpar ve bu da çıkan sesin değişmesine yol açar. İşte bu yüzden, sıcak suyun sesi soğuk suya kıyasla farklı algılanır.
2018 yılında yapılan bir araştırmaya nazaran, sıcaklık farkı yalnızca suyun değil, kaptaki hava sütunu rezonansını da etkiliyor. Araştırmacılar, soğuk suyun dökülmesi sırasında kabın titreşimlerinin daha baskın olduğunu, sıcak su döküldüğünde ise hava sütunu rezonansının ön plana çıktığını belirtti.
