Dördüncü Evre Kanser Olan Kadın Doktorların Gözden Kaçırdığı 4 Semptomu Paylaştı

2024 yılının Ağustos ayında, 36 yaşındaki Zoe Gardner-Lawson, ansızın başlayan daima bir sırt ağrısı nedeniyle doktora başvurdu. Hekimi, bu ağrıyı bir idrar enfeksiyonu belirtisi olarak kıymetlendirdi ve kendisine beş günlük antibiyotik tedavisi verdi.

Eylül ayında tekrar doktora başvurduğunda, Zoe’ye ivedilikle hastaneye gitmesi tavsiye edildi. Birinci muayenelerde belirtiler böbrek taşıyla ilişkilendirildi fakat CT taraması bu ihtimali ortadan kaldırdı.

Yapılan kan testlerinde ise iltihap düzeyleri (CRP) olağanın çok üzerindeydi. Zoe’nin CRP düzeyi 364n/mol olarak ölçüldü; meğer sağlıklı bir bayanda bu bedel 52.9-91.9n/mol ortasında olmalıydı.

Zoe, tabiplerine daha kapsamlı bir tetkik yapılması gerektiğini vurguladı ve nihayet tam beden taraması talep etti. Taramada, bağırsaklarında misket limonu büyüklüğünde bir tümör tespit edildi. Tümör, karaciğerine, peritonuna ve mide lenf düğümlerine yayılmıştı.

Zoe’ye, tümörün dört yıl boyunca bedeninde gelişmiş olabileceği söylendi. Tümör, acil bir ameliyatla alındı, lakin bu yalnızca bir başlangıçtı. Kendisine bağırsak kanserinin en agresif tiplerinden biri olan “blastoma” teşhisi kondu.

Zoe’nin öyküsü, hangi semptomların ciddiye alınması gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. İşte göz arkası edilen belirtileri:

• Sürekli ve donuk sırt ağrısı: İdrar enfeksiyonu olarak değerlendirildi.

• Ağrının karnına yayılması: Önemli bir tetkik yapılmadı.

• Genel sıhhat durumunun berbatlaşması: Halsizlik ve yatağa bağımlı hale gelmesi gözden kaçtı.

• İltihap düzeylerinin yükselmesi: Kan testlerinde önemli anormallikler olmasına karşın teşhis gecikti.

Ulusal Sıhhat Hizmetleri’ne (NHS) nazaran bağırsak kanserinin esas belirtileri şunlardır:

• Dışkı alışkanlıklarında değişiklikler,

• Dışkıda kan (kırmızı yahut siyah),

• Karın ağrısı ve şişkinlik,

• Açıklanamayan kilo kaybı,

• Sürekli yorgunluk hissi.