Ünlü müzikçi Yusuf Güney bu sefer yaptığı spiritüel açıklamalarla değil, özel hayatına dair anlattıklarıyla gündeme geldi. Ferit Ömeroğlu’nun Olduğu Üzere programına konuk olan Güney, annesinin gençliğinde yaşadığı zorlukları ve kendisinin dünyaya geliş öyküsünü birinci defa bu kadar ayrıntılı paylaştı. Annesinin onu kömürlük üzere bir yerde dünyaya getirdiğini anlatan Güney, dinleyenleri şaşkına çevirdi.
Buyrun ayrıntılara birlikte bakalım.
Müzik dünyasına 2008 yılında Rafet El Roman’la yaptığı “Aşk-ı Virane” düetiyle süratli bir giriş yapan Yusuf Güney, o devirde hem sesi hem de romantik müzikleriyle kalpleri fethetmişti.
“Heder Oldum Aşkına”, “Aşka İnat” üzere müziklerle listelerde üst sıralara çıkan Güney, son yıllarda ise sahne performanslarından çok sıra dışı açıklamalarıyla isminden kelam ettiriyor.
Özellikle astral seyahat tecrübeleri, kainatla konuştuğunu söylediği spiritüel yorumları ve “Ortalıktan kaybolacaktım, cihan bana ‘otur yerine’ dedi” sözleri uzun müddet toplumsal medyada gündem olmuştu.
Yusuf Güney bu defa spiritüel dünyadan değil, kendi geçmişinden bahsetti ve herkesi şaşkına çevirdi.
Ferit Ömeroğlu’nun YouTube’da yayınlanan “Olduğu Gibi” programına katılan Güney, annesinin gençlik yıllarında yaşadığı zorlukları ve kendi doğum kıssasını anlattı. Anlattıkları tam bir Yeşilçam sineması senaryosu gibi!
Güney, annesiyle ailesinin kömürlüğe kapatıldığını, Trabzon’daki eski ahşap bir konutun bodrumunda tam iki yıl yaşadıklarını söyledi. “Türk sineması üzere bir hayatı vardı annemin. Onları kömürlüğe kapatmışlar. Bayağı bildiğin bizim bu Trabzon’da hani bu türlü eski ahşap meskenlerin en alt katı var ya farelerin olduğu yerler, o kömür koyduğumuz yerler. O denli bir yere kapatıp iki yıl, üç yıl orada yaşatmışlar. Haliyle ben orada doğmak zorunda kalmışım. Ben doğduktan sonra olağan merhum babaanne insafa geliyor. ” diyen ünlü müzikçi, babaannesinin birinci erkek torun olduğu için annesini ve babasını sonunda kömürlükten çıkardığını lisana getirdi.
Daha da şaşırtan olanı ise annesinin kendisini dünyaya getirmemek için üç kere düşük yapmaya çalışması!
Yusuf Güney, “Çok sıkıntı bir hayatları varmış. Annem bunu bilmek zorundasın diyerek anlattı bana bunları. Ben de hiç nasıl o denli bir şey yaptım bilmiyorum lakin diyor. Karnım burnundayken resmen üç kere üst çıkıp iki metrelik duvardan atladım ki sen düşesin diye. Zira seni o denli bir hayatın içerisine getirmek istemedim. Ablam da o denli bir yerde doğdu. Ben de o denli bir yerde doğmamam için. Üç kere müdahale etmişler. Üçünde de sapı sağlam bir formda kalmışım” kelamlarıyla hem annesinin çaresizliğini hem de kendisinin hayata nasıl sıkı sıkıya tutunduğunu samimi bir lisanla anlattı.
Kim bilir tahminen de tüm bu spiritüel arayışlarının kökeninde bu sıkıntı çocukluk kıssası yatıyordur! Güney’in hem şaşırtan hem de düşündüren bu sözleri toplumsal medyada kısa müddette gündem oldu bile. Bakalım Yusuf Güney önümüzdeki günlerde tekrar ne açıklayacak, bekleyip göreceğiz…
