Arı sokması deyince birçoğumuzun aklına evvel acı, sonra şişlik geliyor. Lakin bir de bunun şifa kaynağı olduğunu düşünenler var. Binlerce yıldır kullanılan arı zehri tedavileri, günümüzde tekrar gündeme gelmiş durumda. Toplumsal medyada da sık sık “arı sokturma terapisi” yapanlar karşımıza çıkıyor. Lakin bu metot ne kadar bilimsel, ne kadar riskli işte orası biraz karışık.
Arı zehri sahiden bu kadar yararlı mı? Bilim ne diyor?
Arı zehri, arının kendini tehdit altında hissettiğinde iğnesiyle enjekte ettiği renksiz, asidik bir sıvıdır. İçindeki melittin isimli bileşen, zehrin kuru yükünün %50’sini oluşturur ve yapılan birtakım araştırmalarda antiviral, antibakteriyel hatta antikanser tesirler gösterdiği belirtilmiştir.
Ayrıca enzimler sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirebileceği ve iltihap düzeylerini azaltabileceği düşünülüyor. Birtakım çalışmalar, romatoid artrit üzere eklem rahatsızlıklarında arı zehriyle uygulanan akupunktur tedavisinin ağrıyı azalttığını ve hareket kabiliyetini artırdığını gösteriyor. Hatta kimi cilt serumlarında bile arı zehrine rastlamak mümkün zira ciltteki iltihabı azaltabileceği ve sivilce ya da kırışıklık üzere problemleri hafifletebileceği düşünülüyor.
Faydaları kadar riskleri de var, hem de hiç azımsanmayacak kadar.
Arı zehrinin kimi hastalıklarla çabada potansiyel yararları olduğu düşünülse de, bu bahiste yapılan çalışmaların birçok ya hayvanlar üzerinde ya da laboratuvar ortamında gerçekleşmiş. Bu nedenle insanlarda kesin ve inançlı sonuçlar elde edebilmek için daha fazla araştırmaya muhtaçlık var.
Ayrıca arı zehri tedavileri her vakit günahsız değil. Bilhassa alerjisi olan bireylerde anafilaksi üzere ölümcül tepkilere sebep olabileceği için uzman denetimi kaide. Kimi vakit ciltte kızarıklık, kaşıntı ya da halsizlik üzere yan tesirler görülürken, kimi vakit da çok ağrı, kusma ve nefes darlığı üzere önemli komplikasyonlar ortaya çıkabiliyor.
Aslında sorunun yanıtı kime, nasıl ve ne dozda uygulandığına nazaran değişiyor.
Evet, arı zehri birtakım hastalıklar için umut verici bir doğal kaynak olabilir ancak bu, her sokmanın güzelleştirici olduğu manasına gelmiyor. Bilhassa alerjik bünyeler için önemli riskler taşıdığı da unutulmamalı. Yani sokan arıya değil, bu metodu uygulayacak uzmana güvenmek gerekiyor. Sonuçta her doğal olan şey pak değildir, değil mi?
