İlber Ortaylı, Ekrem İmamoğlu ile İlgili Yaşananlara Tepki Gösterdi: “Seçimle Gelen Seçimle Gitmeli”
Son günlerde Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, vatandaşlar ortasında büyük bir reaksiyona yol açtı. Toplumsal medyada yer bulan bu yansılar siyaset ve sanat topluluğunda da geniş bir yankı uyandırdı.
Tepkisini lisana getiren isimlerden biri de ünlü tarihçi İlber Ortaylı oldu. Ortaylı, “Seçimle gelen, seçimle gitmeli” diyerek gençlerin geleceğinin teminat altına alınması gerektiğini vurguladı.
İşte ayrıntılar…
Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi, ardından de tutuklanması hem toplumsal medyada hem de siyaset topluluğunda tartışmaları alevlendirmişti.
Birçok ünlü isim, vatandaşlarla birlikte yansılarını lisana getirmişti.
Tepkisini lisana getiren bir başka isim ise tarihçi İlber Ortaylı’ydı. Paylaştığı Instagram gönderisinde “Seçimle gelen seçimle gitmeli” vurgusu yapan Ortaylı, “Gençler gelecekten endişeli” dedi.
‘Bundan 45 yıl evvel darbe vakti tutuklanan tüm siyasi isimler daha sonra yine iktidara geldi. Demirel, Ecevit, Baykal… Halkımız sandığa ve seçilmişe hürmet gösterilmediğinde bunu hiçbir vakit unutmadı; birinci fırsatta yanıtını sandıkta verdi. Yıllar geçiyor, teknikler değişmiyor. Yeniden tarihi günler yaşıyoruz. Halk sandıkta kullandığı oyu, seçtiği yöneticiyi takip ediyor ve bildirisini çok net veriyor: Seçimle gelen seçimle gitmeli.
Bugün ise toplum gergin, gençler huzursuz ve gelecekten kaygılı. Artan siyasi kutuplaşma ve belirsizlik ortamı, gençlerin zihinlerinde “Ne olacağım?” sorusunu giderek daha baskın hale getiriyor. Ülkenin siyasi hayatı, belediyelerden merkezi idareye kadar birkaç vilayete sıkışmış durumda. Bölgecilik, her ne kadar maddelere uygun görünse de, tasvip edilemeyecek ölçüde mahallî partizan eğilimlere ve güçlü bir nepotizme dayanıyor.
Peki ya öteki kentlerde yaşayan, yıllarca eğitim gören, yabancı lisan öğrenen, kendini yetiştiren gençler ne olacak? Bu çocukların emeği, umudu, hakkı ne olacak?
Gençlerin geleceği garanti altına alınmalı; bürokrasi ve adalet sistemi yine halkın itimadını kazanmalıdır. Bunun için illa büyük krizler yaşanmasını beklemek gerekmez. Gerekli düzenlemeler ve ıslahatlar derhal hayata geçirilmelidir.
Bu mevzu bir siyasi partinin, iktidarın ya da muhalefetin problemi değil; direkt doğruya bir ulusal sorundur. Çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceği kelam mevzusudur. Ve bu sıkıntı, hepimizin ortak sorumluluğudur.’
O gönderi:
