8 Mart Öncesi Televizyonda Kadın Görünümü: Kızılcık Şerbeti Nursema’ya Yaşatılanlar Bir Haksızlık!
Cuma akşamlarının en güçlü üretimi Kızılcık Şerbeti, 3. dönemiyle ekrana gelmesine karşın reytinglerde tepede yer almaya devam ediyor. İzleyicinin çok sevdiği dizide olay örgüsü oldukça karışık bir hal alsa da birinci dönemden bu yana dizide olan karakterlerin gelişimi dikkat çekiyor.
Her bir karakter için ‘geliştiğini’ söylemek mümkün olmasa da dizide yaşananlar açısından değerlendirildiğinde en çok yara alan isimlerden biri olan Nursema’yı bu açıdan pahalandırmak hakikat olabilir. Ancak her ne kadar Nursema tıpkı birinci dönemdeki üzere güçlü duruşunu sürdürmeye çalışsa da ailesi tarafından en sıkıntılı çocuk olarak görülüyor.
8 Mart öncesinde biz de Nursema ve kardeşlerini, hatta babasını karşılaştırarak bayanın ekrandaki görünümünü değerlendirdik!
Ekranların en sevilen üretimlerinden biri olan Kızılcık Şerbeti, 3. dönemiyle ekrana gelmesine karşın hala reytinglerde dorukta yer almaya devam ediyor.
10’lu reytingleri gören dizi bu başarısıyla 4. döneme da merhaba diyecek üzere görünüyor. Dizinin gerçek bir öyküden uyarlanması bu başarıyı sağlamasında kıymetli bir etken olurken, birebir vakitte hem seküler hem de muhafazakar kısma hitap ettiği için izleyenlerin hayatından bir şeyler bulmasına yardımcı oluyor.
Kaosu, entrikası ve ihaneti bol dizide yaşananlar ağızları açık bırakırken Nursema’nın aslında en güzel karakterlerden biri olduğunu görüyoruz.
Apo’nun eşini aldattığı bayandan sahip olduğu çocuğu konuta getirip Pembe’ye baktırması, Fatih’in eşini aldatıp bebeğinin vefatına yol açması ve akabinde binbir türlü sıkıntı çektirdiği Tabiat’ı bırakıp Görkem’le evlenip daha sonra Görkem’i de Tabiat’la aldatması, Ömer’in Kıvılcım’la bir ayrıl bir barış alakasını göz önüne alınca dizideki bilhassa erkek karakterlerde izleyiciyi hayli kızdıran özellikler olduğunu görüyoruz.
Ancak nedense Nursema ailesi tarafından daima problemli, daima olmayacak olanı yapan ve daima nahoş hareketlerde bulunan biri olarak bedellendiriliyor. Birinci evliliği zorla yaptırılmış ve camdan atılmış, ikinci evliliğinde aldatılmış ve tekrar aşka yelken açmak isteyen Nursema’nın yalnızca bu yüzden bu türlü kıymetlendirilmesi ne kadar gerçek?
Biliyorsunuz RTÜK televizyon ekranlarında bayana karşı şiddete savaş açmış durumda ve bayanın ön plana çıkması da bu çabanın bir kesimi.
Biz de RTÜK’ün bu gayretini de göz önüne alarak, 8 Mart Dünya Bayanlar Günü Öncesi bayanın ekranlardaki görünümüne Nursema üzerinden bir göz atmak istedik.
Daha evvel evliliğinde şiddete uğramış ve aldatılmış Nursema’nın tekrar aşık olmasını annesi ve babası uygun bulmamış, bu sebeple de istemediği bir evliliğe bir sefer daha sürüklenmişti. Ruhsal şiddet uygulandığını gördüğümüz Nursema’nın anne ve babasından işittiği ‘Ne sanıyorsun sen kendini’ sözleri karşılığında Fatih’in Tabiat’ı aldatması karşısında ise ‘Ne olmuş Fatih bir çapkınlık yaptıysa?’ kelamlarına şahit olmuştuk.
Toplumda erkeğin kendine hak olarak gördüğü pek çok durumun bayan tarafından uygunsuz görülmesinin bir yansıması olan bu durum, ekranlarda karşımıza tam da bu halde çıkıyor.
Tüm bu yaşadıklarının akabinde Nursema, “Keşke erkek olsaydım” niyetine sahip olacak kadar acı çekmeye sevk ediliyor.
Kendi ailesi tarafından Nursema’ya yaşatılanlar aslında ülkemizde pek çok bayanın yaşadığı ve bildiği durumlar. Lakin toplumda -ne yazık ki- yaşanan bu durumların ekranda tıpkı formda yer alması, topluma yine tüm bu davranışların yasal olduğu izlenimini kazandırmada tesir sahibi oluyor.
Babasına ve erkek kardeşine ‘yasak’ olanın legalliği konuşulurken, Nursema’nın sadece sevme hakkı bile elinden alınıyor. Üstelik Nursema hayli güçlü ve kararlarının gerisinde durmayı bilen bir karakter. Nursema’nın zorla evlendirilme kararı karşısında dik duruş sergilemesini beklerken tüm bastırılmış bayanların sesi olması bekleniyor. Bakalım ona memnun bir son yazılacak mı? Umuyoruz ki Nursema da Fatih’in tüm kötülüklerine karşın yeni bir talihi hak ettiği dünyada kendine keyifli bir öykü yazabilir.
Senin de 8 Mart’ın kutlu olsun Nursema!
